Elbette farklı sebeplerle hatırlanan yıllar vardır. Kimsenin unutmadığı toplum olarak sonraki yıllarda ya üzülerek ya gülerek hatırlanan yıllar. Şüphesiz ki 2023 bu yıllardan biri oldu hepimiz için. Hem sevindik hem çok üzüldük. Deprem felaketleri, sel felaketleri, yangınlar, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen bölgesel afet haberleri, savaşlar, kıyımlar; öte yanda voleybol şampiyonlukları, Cumhuriyetimizin 100. yılı… İyisiyle kötüsüyle geride bıraktığımız bu yılda en çok dikkatimi çeken konulardan biri her iyi veya kötü olayın sürekli olarak içerisinde olmamız oldu. Elbette duyarsız olmaktan bahsetmiyorum. Elimizden geleni yapmak, çabalamak, maddi ve manevi destek olmak kötü durumlarda yapılması gereken ilk hamledir. Burada bahsettiğim durum sürekli olarak bu durumlara maruz kalmak aslında.

Örnek olarak depremi verebilirim. Çok büyük ve çok üzücü bir afetti. Hepimiz dualar ettik, elinden gelen elinde ne varsa vermeye çalıştı, ülkemizin her yerinden her saat yardım tırları çıktı, ülkemizin böyle durumlar için kurduğu oluşumlar elinden geleni yaptı. Süreci olabildiğince hızlı toparlamak ve yaraları bir nebze sarmak için bütün ülke seferber olduk. Güzel ülkemin güzel insanından da başka bir şey bekleyemezdik zaten fakat o dönem o kadar çok ve sürekli bu konuların içine girdik ve sadece bunu konuştuk ki bir süreden sonra artık gündelik olarak keyif aldığımız şeyleri yaparken bile bu haberleri izledik ve günde aldığımız beş dakikalık zevk bile yerine hüsrana bıraktı. Elbette yaşadığımız deprem felaketi çok büyük ve üzücü bir örnek fakat burada dikkat çekmeye çalıştığım konu hayatımızda ve gündelik yaşamamızda beş dakika dahi keyif aldığımız şeyleri çeşitli nedenlerle yapamamak ve yaşayamamak. Hayat zamanla çeşitli kaosların içerisinde haftalarca boğulduğumuz, nefes alamadığımız bir yel halini alıyor. Elbette bunda dijital medyanın etkisinin olmadığını söyleyemem ama buna da izin veren yine biziz. Gündelik yaşamımızı devam ettirirken keyif almayı atlamaktan hiç çekinmiyoruz ve bu durum bir süre sonra artık alışkanlık haline geliyor. Yapmamız gereken her şeyi yapıyor ve beş dakikalık boşluğumuzda bile telefonu elimize alıyor bugünün kaosları, problemleri, sıkıntıları nedir diye bakıyoruz.

Bu hayatı bir ömür kendimizle geçireceğiz ve aslında dolu bir depoyu her gün boşaltıyoruz. Hayat denilen bu kısa zaman diliminde herkesle ve her şeyle ilgileniyor fakat en önemlisi olan kendimizi hep bir adım arkaya atıyoruz. Gülmek için yaptığımız bir etkinliği dijital medya gündemi için bölüyor hatta ve hatta günlerce sıkı sıkıya bunları takip ediyoruz. Sizlere elbette hiçbir şeyi takip etmeyin, üzülmeyin, kızmayın, şikayet etmeyin diyemem fakat bunları yapmalıyız. Burada bahsetmeye çalıştığım konu bu dünyanın kaosunda ve problemlerinde kendinize zaman ayırmayı ve ne olursa olsun gülümsemeyi unutmayın. Haftaya başka bir konuda görüşmek üzere. Sağlıkla kalın.