Bahçeyi belleyen Mahmut amca terlemiştir, güneşi hisseder. Ah bu güneş, daha dün soğuktan titrerken çıkıp gelen güneş! Küreğe dayanır, geçmişi düşler. Herkesin “Haşim Baba” dediği babası aklına gelir. Son gününde bile kızgın, sert bakışlarını hatırlar. Mahmut amcayı engelleyen o bakışlar...

Anası Hatice’yi düşünür. Ne iyi kadındı o, “Hatice Ana!” Kaç kez söylemek istemişti Ayten’e olan sevdasını. Hiç anlayamadı Mahmut amca, niye sevmezdi sahi babası, “Haşim Baba!” En çok da buna üzülürdü Mahmut amca.

Oysa Mahmut amca sevgi doluydu. Anasını da babasını da severdi. Hele Ayten’i...

Deliler gibi severken Mahmut amca Ayten’i, “Haşim Baba” en büyük oğlu Ahmet hocaya ister. Dağlar taşlar, üzerindeki gök kubbe üstüne yıkılacak gibi gelir. Sahi ya Mahmut amca yüreğinin yandığını neden kimseye söyleyememişti!.. Hele Ayten, Mahmut amcanın ağabeyi Ahmet hocaya verilince dünyasının karardığını hisseder, dönüşü olmayan bir yola girilmiştir artık. Şu korkaklığı, şu pısırıklığı yok muydu? Ayten yoksa yaşamak da yoktu o günlerde, Mahmut amca için!

Beş ay sonrasına düğün günü sözü kesilir. İki bayram arası olmasa daha da öne alınacaktır amma, iki bayram arası düğün yapmak uğursuz bellenir. Daha aradan iki ay geçmeden hastalanan Ahmet hoca, Azrail’e yenik düşer, ölür... Zavallı Mahmut amca Ayten’sizliğe mi üzülsün, yoksa ağabeyi Ahmet hocanın ölümüne mi?... Sen yok musun ah, sen! Ayten ah!..

“Töre böyle emreder” der, “Haşim Baba.” Sıradaki oğlu Salih’e Ayten’i ister. “Senin de törenin de” diye içinden öfkelenir Mahmut amca... Oysa ağabeyi Salih, Müzeyyen’i sevmektedir. Ayten, Salih ile evlenir, Mahmut amca da Zehra ile.

Müzeyyen’e sevdalı Salih, Ayten ile töre gereği evlenince ne yapacağını bilemez. Mecnun olur, dağlara bayırlara gider, adı “Deli Salih” e çıkar. Zavallı Müzeyyen, zavallı Ayten!.. Ayten mutsuz, Mahmut amca umutsuzdur. Müzeyyen’e gelince o, Ali ile evlenir. Hani şu memleketin kabadayısı çok meşhur “Get Ali!” Salih’i unutan Müzeyyen pek umursamaz, Ali’ye de alışır gider. Mahmut amca evine kapanır. Karısı Zehra’dan ardı ardına altı çocuk. Bir görebilse Mahmut amca, ne iyi kadındır çocuklarının anası. Sevecendir, umut dolu, cıvıl cıvıldır Zehra. Ayten’siz bir dünyada çocuklarını bile sevemez Mahmut amca.

Dünyaya gelen her fani gibi “Hatice Ana” da ölür, ansızın. Bu acıya daha alışamamışken Mahmut amca, babası “Haşim Baba” bir başka kadın Züleyha ile evlenir. Küreğe dayanan Mahmut amca, babasının ölümünü hatırlar. Ne diye bir kez bile olsa “Haşim Baba” ya sarılamadığını sorgular. Böyle bir fırsatı niye çok görmüştür babası. Gözlerinden yaşların aktığını hisseden Mahmut amca, küreği bırakır, “Haşim Baba” nın yattığı mezarlığa doğru yol alır...

*

Kaynakça: Adnan Doğan, Uzadı Yollar, İki Kelime Yayınları, İstanbul