Her ne kadar büyük düşünür, veli, gönüllerin sultanı Hz. Mevlana C. Rumi, “Öfkelendiğinizde ceset gibi olunuz” dese de bazı insanlar kızdıklarına, “Hayvan herif” diyor. “Ayı oğlu ayı” diyen de var, “Eşşoğlu eşek” diyende…
Ben burada, “Hayvan herif” denildiğinde herifin hangi hayvan olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Aslan mı, kaplan mı, ayı mı? Ya da kedi, köpek, yılan, çıyan, hangisi?
Televizyondan (Bakacak) izledim, üç köpeği zehirlemişler. Şimdi burada zehirleyenler mi hayvan, yoksa ölenler mi?…
Adamın biri, demiş ki:
“İnsan, düşünen hayvandır.”
Diğerleri düşünmüyor mu? Tilkinin durumu ne, ya da hindi?
Köpekleri zehirleyip öldürmüşler ya, başlarında çok fazla kalabalık insanoğlu topluluk avazı çıktığı kadar yırtınırcasına bağırıyordu, “Hayvana dokunma” diye… O an aklıma geldi, geçenlerde “Çatlak” diye bilinen Sedat arkadaşın yanına ziyaretine gittiğimde sağ ayağıma konan at sineği anında kan çıkardı, öldürdüm. Sol koluma konan bir Akdeniz Sineğini de sağ elimle, “Ya Allah, Ya Bismillah” nidalarıyla çok seri bir şekilde etkisiz duruma getirdim. Sağ omzuma konan dişi sivrisineğe bir şey yapamadım, kanımı emdi gitti. Dişileri o kadar zeki ki, anında tehlikeyi sezip kaçabiliyorlar…
Bir de şöyle bir durum var. Kanı emerken başka bir sorguç ile pıhtılaşmayı önlüyorlar. Sivrisinekler 15 ile 35 derece arasında yaşar, kandan değil yeşilliklerden beslenir. O yüzden ben, kan emmeyen erkek sivrisineklere hiç kıyamam. Onlar masum!
“Hayvana dokunma” diye bağıran kalabalıkları görünce, sivrisineğin kaçıp kurtulmasına çok sevindim. Şu an aklıma geldi bu yaz Temmuz ayında dört gün sürüsüyle gelen sivrisinekler vardı ama sanki bizim bildiklerimizden biraz farklı. Acaba dedim, biyolojik mi bunlar, birileri bize mi gönderdi? Aynı Kırım Kongo Kanamalı Keneler gibi.
Öldürdüğüm iki hayvan sineğin üzüntüsünü yaşayamadan alt geçitlerde taşları yastık yaparak uyuyan evsiz insanları gördüm ve hatta biri ölmüş, birini de televizyon muhabiri yardım etti hastaneye götürdüler…
Her yaz olduğu gibi bu yaz da ormanlarımız yanıyor, yakan birileri var. Ağaçları kendilerine mesken tutmuş, yuva edinmiş canlılar da ormanla birlikte yanmakta…
Bağırmak, haykırmak:
“Ormanları koru, insanı yaşat, hayvana dokunma…”
Ah bir de insanlar, “Hayvana dokunma” diye bağıran, ağlayıp çığlık atanlar hayvanlara olduğu kadar insanlara da duyarlı, saygılı olsalar…