Yıl 2024 mevsim kış, aylardan Mart. Dünya Kadınlar Günü kutlanıyor, 8 Mart tarihinde. Nedir bu 8 Mart hikâyesi,

1857 yılında kadınlar direniş yapıyor, haklarını istiyor. Sonuç, yüzden fazla kadını öldürüyorlar, hemi de yakarak. Bu konuda daha fazla bir şey demek gelmiyor içimden. Kadınları, çocukları ve insanları yakanlara, öldürenlere ne diyebilirim. Hepsini Allah’a havale ediyorum.

Adamın biri boşandığı eski karısını öldürüyor, kadın uzman doktor. Bir insan, bir doktor kolay mı yetişiyor, öldürme hakkını kim verdi? Başka bir adam karısını ve evladını önce öldürüyor, sonra da kafalarını kesiyor tarlaya gömüyor.

İyi de neden böyle?

Olaylar ve insanlar, tuhaf değil mi? İnsan öldüren insandan insanlığa fayda gelir mi? Böyle cani ruhlu insanları asacaksın ve hatta nasıl can aldıysa canını da o şekil alacaksın. Kanun yeterli değilse yasaları yeniden yapacaksın. Öldürenlerin hakları varsa ölen, öldürülen masum insanların hakları nerede, niye yok? Öyle kanunlar olacak ki, hiç kimse başkalarına gözün üstünde kaşın var diyemeyecek.

Mart ayı dedim ya, mübarek Ramazan ayı da Mart ayında ve bu yazdıklarım da Mart ayında yaşanılanlar. Her ne hikmetse herkesin gücü Müslümanlara yetiyor. Hindistan, Çin de Doğu Türkistan, Filistin de Gazze var, soykırıma uğrayan.

Mart ayı dert ayı, demiş atalarımız.

Müslüman olana her ay Mart. Ve tabi ki ben burada gerçek anlamda Müslüman olanlardan bahsediyorum, sahtelerine ve Müslümanlığı kullananlara lafım yok. Allah biliyor kimin ne olduğunu, onları da Allah’a havale ediyorum.

Mübarek bu günlerde bir avuç Gazzeli Müslüman soykırıma uğramış, hastaneleri basılmış, kadınlara tecavüz edilmiş, çocuklar öldürülmüş. Neredesin ey Müslüman nerede, hadi onu da geçtim. Kedisi, köpeği, birkaç ağaç için feryat figan eden, ortalığı ayağa kaldıranlar, kadın hakları diye bas bas bağıranlar, ey insanoğlu neredesin sen, şimdi nerede, neden susuyorsun?

Bugün o mazlumları öldüren zalimler gün gelir seni de öldürür, biliyor musun?

Her neyse lafım duyarlı ve sağır olmayanlara. Zulme sessiz kalan sağır ve kör insanlara lafım da sözüm de yok. Yaşanılabilir bir dünya umuduyla, zalimlerin yok edildiği günleri görmek ve mazlumların yaşadığı bir dünya da güzel günler dilek ve temennilerimle hepinize, hayırlı, huzurlu Ramazanlar dilerim.

Mevlana hazretlerinin de dediği gibi, “Sohbetin bundan sonrası abesle iştigal” anlayan anlar.