Biz gençlerin elinden çok şeyler alındı. Peki biz ev araba alıp, güzel bir yuva kurabilecek miyiz?

Babalarımızın veya dedelerimizin zamanına baktığımızda, hepsi o zamanlar yaşadığı geçim sıkıntısından bahsediyor bizlere. Genel olarak baktığımızda hepsinin en az bir ev sahibi olduğunu görüyoruz. Nasıl bir geçim sıkıntısı bu peki? Ekmeğin zor bulunması mı? Yağın zor bulunması mı? Bunlar zor bulunurken ev almanın, araba almanın kolay olduğu, memur olmanın çok basit olduğu geçim sıkıntısı mı? Ben artık gelecek için kaygısız olan herhangi bir genç göremiyorum. Borçsuz bir şey alabilen bir genç, kredi kartı kullanmayan bir genç göremiyorum. İcra içinde olmayan gençlerin çok nadir olduğunu görüyorum. Kim belirledi bu geleceği? 

Bayramda evlerinize gelen gençlere bir bakın. Geçen sene nasıldı yaşam enerjisi, bu sene nasıl? Alım gücünün gün geçtikçe düştüğü, alınan maaşların kendisinin değil adeta bankaların maaşı olduğu bir dönemdeyiz artık. Başını yastığa koyduğunda gelecek hayalleri kuran bir gençlik yok. Aksine bu ay borçlarımı nasıl öderim diye düşünen bir gençlik var artık. 

Sorsan eski nesile, kafede oturup kahve içmeyiversinler derler. Ne yapsın? Ne yapsın siz söyleyin? Kendi şehrinden bile dışarı çıkamayan o genç ne yapsın? İşinden evine gidip, uyuyup tekrar mı işe gitsin? Ne olacak onun psikolojisi? Sağlıklı kalabilecek mi?

Bu kaderi gençler belirlemedi. Bu ekonomik krizin olmasını gençler sağlamadı. İmkanların düşüşünü, adaletin bozulmasını, suç oranlarının artmasını, eğitim düzeyinin düşmesini, hiçbirinin sorumlusu gençler değil. Artık düşünün çocuğunuzun iç dünyasını. Sizin zamanınızda nasıldı, şimdi nasıl diye düşünün. Okuyup işsiz kalan öğretmenleri, hemşireleri, gazetecileri, sinemacıları, muhasebecileri...

Sizler düşünün ki, düzelmesi için beraber yola çıkalım...