Rüyamda TBMM deki görüşmeleri seyrediyorum birden görüntüye bir anda bir ilinbelediye meclisi geldi.Birisi bağırıyor İşimiz gücümüz var bizim bitirin gidelim diyor.Başkan da haklısınız herkes emekli değil herkesin işi gücü var diyor.

Tam o sırada Ezan sesiyle hayrolsun diyerek uyandım.Rüyama bir anlam veremedim !

Her partinin Meclis üyeleri o partiye gönül verenlerin oylarıyla seçiliyor.Bazı partiler de listeye girebilmek için küskünlükler ,dargınlıklar hatta tartışmalar oluyor.

Kimse Meclis üyelerine zoraki sen olacaksın demiyor velhasılıgönüllü olarak bulundukları İl veya İlçenin sorunlarını çözmek,faydalı olmak için partilerinin listesine giriyorlar.

Bir nevi Meclis üyeliği birinci işleri, Meclis üyesinin görevlerini bilerek kendi istekleri ile listelere yazıldılar seçildiler.TBBM deki vekiller yerine göre gece yarılarına kadar görüşmeler yapıp yasa çıkarıyorsa,Belediye Meclis üyeleri de toplantıdaki gündem maddeleri görüşülüp ve başka konular varsa bitinceye kadar orada bulunmak zorun da mazereti olan mazeret bildirir katılmaz.

Neyse ki rüyam da oldu bu olay gerçekte böyle bir olayın olacağını sanmıyorum.

Gerçekte olan ise Meclis toplantıların da bireysellik ön plana çıkıyor konuşmalar hep belli kişiler tarafından yapılıyor. Grup başkanları konuşuyor tamam amaMeclisteki bütün üyeler ayrı toplantılardagündeme dair konuşsalar görüşlerini dile getirseler Çivril için daha faydalı olur diye düşünüyorum.Yazacak çok şey var da bazıları olumlu eleştirilere alınganlık yapıp kızıyor (!)

Gazeteci Yalçın Doğan Demirel’e sormuş,

Referandum oldu olacak, Türk iç politikasında üç köşe noktası ve bu üç köşe noktasında 3 isim var. Evren, Özal ve siz bu üç kişi üçgenin hangi köşelerine yerleştirilmeli? Siz bu üçgenin neresindesiniz?

Demirel bir hikaye anlatarak soruyu yanıtlamış:

Fakir bir adam zamanla paraya, yalılara, her şeye kavuşmuş. Bir arkadaşına da bir gün dert yanmış, ‘Her şeyim var ama namaz kılmasını bilmiyorum’. Arkadaşı ‘o kolay’ demiş, ‘camiye gidelim.

Yolda ben sana nasıl namaz kılınacağını anlatırım. Ve anlatmış. Hoca ne yapıyorsa sen de onu yap. Ayrıca ben sana ne yapıyorsam sen de aynısını hocaya yap. Camide adam söylenenleri eksiksiz yapmış.

Bir ara arkadaşı uzanmış, adamın hayalarını sıkmaya başlamış, adam da aynı anda hocanın hayalarını. Hoca ‘bırak’ diye çırpınıyor. Adam ‘bırakmam’ diye çırpınıyormuş.

Arkamdaki benim hayalarımı bırakmazsa ben de senin hayalarını bırakmam.

Demirel hikayeyi şöyle bağlıyor:

İşte üçgenin üç köşesindeki üç isim. Sayın Evren, Sayın Özal ve benim durumum böyle.

Herkes birbirinin hayasını sıkmakla meşgul…

Süleyman Demireli rahmetle anıyorum…