Doğduğumuz andan itibaren her saniye yaptığımız şeylerden biri belki de iletişim kurmak…Öncelikle bize bakım veren ebeveyn ile sonrasında mikrosistemimiz ile, ailemiz ile, arkadaş çevremiz ile, okulumuzdaki öğretmenlerimiz ile, mahallemizdeki bakkal amca ile, üniversitedeki arkadaşlarımız ile, eşimizin ailesi ile, çocuklarımızın arkadaşları ile, eşleri ile ve daha aklımıza gelmeyen nice insan ile. Hatta sadece çevremizdeki insanlar ile değil sık sık kendimiz ile de iletişime geçeriz. Bazen kendimizle yüksek sesle tartışır bazen ise kendi kendimize güleriz. Hayatımızın bütününde bu kadar etkiye sahip olan iletişimi ne kadar doğru kullanıyoruz?

İletişim kelime anlamı olarak iletilmek istenen bilginin, hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma süreci olarak açıklanabilir fakat iletişimi açıklayabilmek için kelime anlamının daha derinine inmek gereklidir. Burada asıl açmamız gereken parantez iletilmek istenen bilginin aktarılma süreci olmasıdır. Bu noktada ise karşımıza asıl önemli konu çıkmaktadır; Etkili İletişim.

Sık sık duyduğumuz, hakkında bir sürü kitap yazılmış olan etkili iletişim süreci tahmin edilenden çok daha basite indirgenebilir. Bu süreçte birkaç adıma dikkat etmemiz gerekiyor sonrasında aslında yıllardır söylenen, kitaplarda yazılan veya toplu iletişim araçlarından sıklıkla yer verilen etkili iletişim süreci kendiliğinden gerçekleşmiş olacaktır.

İlk adım elbette iletişim kuran taraf olarak ne istediğimizi bilmektir. Eğer amacımız karşımızda duran kalemi istemekse olabilecek en net şekilde o kalemi isteyebilmeliyiz.

İkinci adım ise kullandığımız kelimeleri doğru seçmek olacaktır. Bu konu sık sık karşımıza çıkan ‘Ben Dili Kullanımı’ ile alakalıdır. Yine kalem örneğinden gidecek olursak yöntemimiz, karşımızdaki kişiyle iletişim kurma sebebimizi tane tane anlatarak bu durumu temellendirmesini sağlamak olacaktır. Kalem isteme örneği basite indirgenmiş bir örnek fakat bu örnekte bile karşımızdaki kişiye kalemi kullanamadığı için istediğimizi söylediğimizde, kişi kalemi vermek yerine o kalemi kullanabildiğine dair tezler üretmeye ve kendini kanıtlamaya çalışmaya başlayacaktır. Bu noktada yapılması gereken kurduğumuz her iletişimde karşı tarafla alakalı bir durum üzerinde durmak yerine benliğimizde iletişimi ortaya çıkaran konunun yarattıklarını anlatmak olmalıdır.

Bunların yanında etkili bir iletişim için karşımızdaki ile sık sık empati yapmalıyız. Karşımızdaki kişiye anlattığımız konu kadar onun bize anlattıklarını da hoşgörüyle ve önyargısız dinlemeye çalışmalı, iletişim için açık ve hazır olduğumuzu iletişim kuracağımız kişiye belli etmeliyiz. Emir vermek, tehdit etmek, sürekli olarak iletişimin konusuyla alakalı anlamsız ve rahatsız edici çıkarımlarda bulunmak, yargılamalarda ve suçlamalarda bulunmak, eleştirmek, alay etmek, nasihatte bulunmak gibi çeşitli iletişim kurmayı zorlaştıran etkenden de uzak durmalıyız. Burada hatırlatmalıyım ki elbette çeşitli iletişim konularında iletişim kurmayı zorlaştıran noktaları da kullanmamız gerekir fakat burada dikkat etmemiz gereken bu etkenleri ne kadar sıklıkla kullandığımız ve iletişimin büyük bir boyutunu oluşturan beden dilimizin ne ifade ettiğidir.

Bu haftaki yazımda dilin doğru kullanımından ve etkili iletişimden bahsettim. Elbette verdiğim kalem örneği çok basit düzeyde bir örnekti fakat hayatımızda değer verdiğimiz ve hayatımızı güzelleştiren kişilerle iletişim kurarken yukarıdaki bahsettiğim noktalara biraz daha dikkat edersek yaşamamız çok daha keyifli hale gelir. Ne dersiniz etkili iletişim yılanı deliğinden çıkartır mı? Haftaya görüşmek üzere sağlıkla kalın.