Üzeri hasırla örtülerek gece geç saatlere kadar burada kalan Halil, eski hükümet konağının karanlık hapis odasına konur. Bir ara Çerkez Kaymakamın yanına gelip “Senin gibi bir beladan kurtulduk” demesi üzerine Halil, “Ben bu yaradan ölmem, gene kurtulurum” cevabını verir. Halil’in yaralarının bakımı yapılmaz. Kaymakam yanından ayrıldıktan sonra Ömer Çavuş’a, “Yarın gene iyileşir, kaçar kurtulursa başımıza bela olur bu. Onu bu gece iz bırakmadan temizleyin” emrini verir.

Gece geç saatlerde Halil’in kaldığı odanın kapısı açılır. Ömer Çavuş içeriye girer. Halil’in son sözü “su” olur. Ömer Çavuş “köpek daha su mu istiyorsun” diyerek Halil’in boğazına sarılır ve onu boğarak öldürür.

Ertesi günü bitişik hapis odasında kalmakta olan Karakayalı Mehmet Ülküm ve Peksimetli Mustafa’ya mezar kazdırılır. Öğle sonuna doğru bugünkü halk bankasının yanındaki iki palmiye arasındaki Melengecin dibine yakın kazılan bir ensiz mezara Halil giysileri sırtında kollarından ve bacaklarından tutularak atılır.

Çakır Gözlü Gülsüm (Güssün) Bodrum’da bilinen iki Çakır Gülsüm vardır. Biri “Koca Gülsüm” dür. Gerişli ya da Küdürlüdür. Diğeri ise Çökertme türküsünde adı geçen Çakır Gülsüm, Ali Galem’in eşi Havze Alegöz’dür. Yıllarca gizledikten sonra kendisine “Çakır Gülsüm” dendiğini açıklamıştır. Annesi ile birlikte kaymakamın hizmetkarlığını yapmıştır. Datça’ya sürüleceği söylenince kardeşi Şer Mehmet’in teknesi ile Marmaris’e gitmiş ve bir kaç yıl sonra tekrar Bodrum’a dönmüştür.

NOTLAR

Bodrum’da “SAÇ AYAĞI” olarak kabul edilen birbiri ile bağlantılı 3 türkünün ikincisi olan Çökertme türküsünün bilinen en eski kaynak kişisi, Müsgebili (Ortakentli) Kemancı Köroğlu Hasan Hüseyin Salım’ dır.

Kaynakça: Mehmet Ali Eren, Öyküleri ile Muğla Türküleri