Kuran’da Yusuf Suresi 71 (70). Ayette geçen essigayet ( السِّقَايَةَ ) kelimesi “su kabı” olarak çevrilmektedir!
Yusuf Suresi 71 (70). Ayet:
فَلَمَّا جَهَّزَهُمْ بِجَهَازِهِمْ جَعَلَ السِّقَايَةَ فِي رَحْلِ أَخِيهِ ثُمَّ أَذَّنَ مُؤَذِّنٌ أَيَّتُهَا الْعِيرُ إِنَّكُمْ لَسَارِقُونَ (70)
Vaktâ ki onların yüklerini hazırlattı, su kabını kardeşinin yükü içine koydu. Sonra bir nidâ eden nidâ etti: «Ey kafile (halkı), şüphe yok ki, siz hırsızlarsınız.»[70]
Oysa kelime marifedir. Yani özel bir anlam kazanmıştır. Kelimenin kökü sin, gaf, ye (سقي ) dir. Kök anlam sulamaktır. Fakat marife olması nedeniyle daha özel bir anlamı olmalıdır. Ayrıca Melikin su kabının orada ne işi vardır?
Yusuf Suresi 73 (72). Ayette sorunun yanıtı anlaşılmaktadır.
قَالُوا نَفْقِدُ صُوَاعَ الْمَلِكِ وَلِمَنْ جَاءَ بِهِ حِمْلُ بَعِيرٍ وَأَنَا بِهِ زَعِيمٌ
Dediler ki: «Hükümdarın su kabını arıyoruz ve onu getirecek kimse için bir deve yükü vardır. Ve ben de ona kefilim».
Bu ayette ise “Melikin su kabı” olarak çevrilmektedir. Neden bu kadar önemli bir kaptır? Bu ayetteki “suvea” kelimesi su kabı değil, tahıl ölçmek için kullanılan hacimsel bir kaptır.
Antik Mısır tarihine baktığımızda tahıl ölçü birimi olarak bardak şeklinde, 0,3 ml (yaklaşık 1,5 su bardağı) hacminde kaplar (Dja) kullandıklarını görürüz. Bu kapların üzerinde dönemin hükümdarlarının isimleri yazılıdır.
Aslında mealler şöyle olmalıdır:
Yusuf Suresi 70. Ayet meali:
Ki onların donanımlarını donatınca, o su kabını kardeşinin semerinde kıldı. Sonra bir duyurucu duyurdu: “Ey kervancılar, kesinlikle siz mutlaka hırsızlarsınız”.
Yusuf Suresi 73. Ayet meali:
Dediler ki: “O melikin ölçü birimini arıyoruz ve bir sığır yükü onu getiren içindir”. “Ve ben ona garantörüm”.
Böylece bu kabın Yusuf’un tahıl paylaştırmak için yanında bulundurduğu o melikin hacim ölçü birimi olduğu anlaşılmaktadır.
Doğrusunu Allah bilir.