Böbrek hastalarının beslenmeleri mevcut kan değerleri, böbrek hastalığının çeşidi, hastanın sahip olduğu diğer hastalıklar, yaş, boy, ağırlık gibi birçok etkene bağlı olarak hazırlanır. Dolayısıyla her hastanın diyeti o kişiye özeldir ve beslenme programı mutlaka diyetisyen tarafından hazırlanmalıdır.
Bunları göz önünde bulundurularak böbrek hastalıklarında beslenme ile ilgili genel ilkelere göz atacak olursak dikkat edilmesi gerekenler aşağıdaki gibidir diyebiliriz.
Böbrek hastalıklarında, protein son ürünleri olan üre, ürik asit, kreatinin gibi atık maddelerin atımında sorun oluşur ve vücutta birikir. Atık maddelerin vücutta birikimine bağlı olarak halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağızda kötü koku ve nefes darlığı gibi üremik belirtiler ortaya çıkar. Nefrotik sendrom dışında, böbrek hastalarının protein alımı genellikle kısıtlanır.
Böbrek hastalarının vücutlarında oluşabilecek yıkımı önlemek için diyetin enerjisi yüksek tutulur. Alınan kısıtlı miktardaki proteinin yapım yerine enerji için kullanılmaması önemlidir. Bunun için hastanın kan değerleri ve sahip olduğu diğer hastalıklara göre beslenmesinde karbonhidrat ve yağlardan yardım alınır.
Su ve diğer sıvı gıdalar yenilen değişik besinlerle, içilen su ve diğer içeceklerle vücuda girer. Vücuda su; içilen su ve diğer içecekler ile yenilen besinler yoluyla alınır. İdrar, dışkı, solunum ve terleme ile kaybedilir. Sağlıklı kişilerde alınan ve değişik yollarla kaybedilen sıvılar arasında bir denge vardır. Böbrek hastalıklarında idrar miktarında azalma veya tamamen kesilme görülebilir. Ne kadar su içilirse içilsin, daha fazla artmaz. Alınan sıvı vücutta birikir. Hastada idrar çıkışında azalma varsa sıvı ihtiyacı bir önceki gün çıkardığı idrar miktarına ek 500 ml şeklinde olmalıdır. İdrar çıkışında azalma söz konusu değilse su tüketiminin sınırlanmasına aksi belirtilmedikçe gerek yoktur.
Kan bulgularına göre değişmekle birlikte; böbrek hastalarının sodyum, potasyum ve fosfor alımlarına dikkat etmeleri gerekir.
Sodyum, vücudunuzdaki suyun dengesine katkıda bulunur. Kan basıncının belirli düzeylerde tutulmasını sağlar ve elektriksel özellikleri ile değişik organların görev yapmasında hayati rol oynar. Böbrek hastalıklarında yeterli miktarda atılım gerçekleşemediğinde vücudunuzda birikir. Biriken sodyum suyu kendine çektiği için, suyun da birikmesine yol açar; tansiyonunuzu yükseltir ve kalp yetersizliğine sebep olabilir. O nedenle, böbrek hastalarında çoğu kez tuz kısıtlaması yapmak gerekli olur.
Haftaya devamında görüşmek üzere sağlıklı günler dilerim.