İlk çocukluk dönemlerimizde anne veya ilk bakım vereniyle burduğumuz bağlanma şekli ileriki dönemimizde kurduğumuz tüm ilişkilerimizdeki bağlanma şeklimize benzer. Bağlanma teorisine göre anne bebeğin ihtiyaç duyduğu isteklerini eksiksiz ve duyarlı olduğunu hissettirerek yaklaşırsa, bebek anneyi güvenilir ve destekleyici biri olarak görür. Böylece bebek, karşısındakiyle güvenli ve güçlü bir duygusal bağ kurabilir. Aksi durumda ise anne bebeğin ihtiyaçlarına duyarsız kaldığında bebek bağlanma figürünü reddedici, kendisinin sevilmez ve güvensiz biri olarak görür. Bu durumda bebeğin ileriki yaşlarında kaygılı ve çekingen bir yapıya sahip olabilir. Güvenli bağlanma dışında kalan tüm stiller güvensiz bağlanma olmakla birlikte dört çeşit bağlanma stili bulunmaktadır. Bunlar güvenli bağlanma, saplantılı bağlanma, kayıtsız bağlanma ve korkulu bağlanmadır.

Güvenli bağlanma stili: Kişiler başkasına bağlanmaktan, yakınlık kurmaktan, güvenmekten, sevgisini belli etmekten ve terkedilmekten korkmazlar. Hem ilişkilerinde hem de yalnızken kendilerini güvende ve rahat hissederler. İlişkilerinde sağlıklı, uygun ve makul sınırlar çizebilir ve kendilerini sevilmeye layık görürler. Yüksek benlik saygısına sahiplerdir. Kendilerine de karşısındaki kişiye de olumlu duygularla yaklaşırlar ve onların genellikle destekleyici olduklarına inanırlar.

Saplantılı bağlanma stili: Kendilerini sıklıkla değersiz hissederler ve sevilmeye layık olmadıklarını düşünürler. Kendisine güvenmezler, sürekli olarak onay alma ihtiyacındadırlar. İlişkilerinde yakınlık duygusu hissettikleri kişilerin onu terk edeceğinden korkar ve terk edilmemek için kendisinden ödün vermekten çekinmezler. İlişkideki önceliği partnerini memnun etmektir ve ilişkilerde kendilerini doğrulama ve kanıtlama çabasındadır. Kendisine karşı olumsuz duygu beslerken karşısındaki kişiye olumlu duygu besler. İlişkileri konusunda takıntılıdır ve gerçekçi olmayan beklentileri vardır.

Kayıtsız bağlanma stili: Başkalarıyla yakınlık kurmaktan kaçınırlar, karşı tarafın onu terk etme ihtimalini düşünerek bir ilişkiye başlamak istemezler. Özgürlük ve bireysellik onlar için daha çok önemlidir. Kendilerine karşı olumlu duygular beslerken, başkalarına karşı olumsuz duygular beslerler. Duygularını belli etmekten hoşlanmaz, kendilerini başkalarına açmaz ve başkalarıyla ilişki kurmada isteksizlerdir.

Korkulu bağlanma stili: Kendilerini değersiz ve sevilmez biri olarak görürler. Başkalarının da güvenilmez ve reddedici olduklarına inanır, onlara karşı olumlu duygu besleyemezler. Başkalarından yardım istemekten, başkalarına açılmaktan kaçınırlar. Temelde başkaları tarafından kabul görmeyi ve sevilmeyi isterler fakat yaşadıkları yoğun terk edilme ve reddedilme korkusundan dolayı yakınlaşmaktan kaçınırlar. Yaşadıkları bu yoğun korkudan dolayı başka şeylere odaklanamazlar dolayısıyla hem kendilerini hem partnerini hem de ilişkisini yıpratırlar.

Unutmayın ki harekete geçmiş bir bağlanma sistemi tutkulu aşk değildir. Bir daha ki sefere sırf ara sıra mutlu olmak için, kendinizi kaygılı güvensiz takıntılı hissederseniz kendinize bunun aşk değil de harekete geçmiş bağlanma sisteminin olmasının muhtemel olduğunu söyleyin. Evrimsel anlamda gerçek sevgi iç huzur demektir.Haftaya farklı bir konuda görüşmek üzere. Sağlıkla kalın.