Samiri’nin Buzağısı
Taha Suresi 98 (97). Ayet:
«Haydi çekil git. Artık senin için hayat boyunca, ´benimle temas yok´ diye söylemen var (bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın). Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız.» dedi
Bu ayette Samiri’nin Antik Mısır’dan çıkarken İsrailoğullarını eski pagan inançlarına geri döndürmek için yaptığı buzağı heykelinden bahsedilmektedir.
Peki neden bir heykeli yok etmek için bu kadar çaba sarf edilmektedir? Heykel önce yakılıp sonra parçalanıp daha sonra da akıntıya atılmaktadır!
Bu soruların yanıtını aşağıdaki İngilizce bir paragrafın tercümesinde bulabilirsiniz. Burada Sami antik tanrısı Anat’tan bahsedilmektedir:
Alıntı: Anat veya Anath, Mısır’dan Mezopotamya’ya kadar uzanan bölgede tapınılan bir tanrıçadır. Kökeni Mezopotamya uygarlıklarına kadar dayanır. Anat, ilk olarak diğer kuzeybatı Semitik tanrılarla birlikte , 16. hanedanlıkta Mısır’da da ortaya çıkar.
Mısırda; Bakire Anat olarak bilinir. Baal’ın kızı veya kardeşi ve Aley’in de kardeşiydi. Savaşçı bir tanrıça olup, her yıl Tanrı Mot’u kurban ederdi. Vazifesi kurbanlar sayesinde tanrıların yaşamasını temin etmekti. Aynı zamanda yağmur tanrısının kızı ve pınar tanrısının kardeşi olduğu için bitkilere yardım ederdi. Yakın ve uzak diyarlardaki ölülere su temin ederdi. Kadeş denilen tanrıça yine Anat’ın şeklindedir ve Mısır yazılarındaki sembolü aslandır
Mısırlılar onu Mezopotamya’daki tanrıça Baal’le özdeşleştirdiler. (Baal mısırlılara göre Şeytan ile arkadaş olan bir tanrıçaydı. Bunu da Baal’in bir simgesi olan lale ile simgelemişlerdir.
Bir kaynakta şöyle bir olay anlatılmaktadır: Anat El’in sevgilisi Yam’a (Akıntı tanrısı, melek?), Yedi Başlı Yılana, tanrıların (meleklerin ) sevgilisi Arsh’a, El’in buzağısı Atik’e “Geçimsiz biri”, Tanrıların fahişesi İshat “ateş” ve El’in kızı Zabib’e “alev” son vermekle öğünür. Sonra Baal’in öldüğü düşünüldüğü bir zamanda buzağısı için aranan bir inek gibi Baal’in peşine düşer. Onun vücudunu bulur. Ağlayarak ve büyü fedakarlıkla onu gömer. Anat sonra Baal Hadad’ın sözde katili Mot’u (Ölüm tanrısı) bulur. Mot’u yakalar. Onu kılıçla böler, bir elekle eler, ateşte yakar, kalıntıları kuşlara saçar (bazı kaynaklarda nehire saçar).

Bu bilgilerden sonra benim anlayabildiğim: Samiri İsrailoğullarını antik tanrıları olan Anat ile korkutmaya çalışmıştır. Fakat Musa toplumuna dönünce Anat’a, Anat’ın diğer tanrılara yaptığına inanılan uygulamanın aynısını ona yaparak onun gerçek olmadığını İsrailoğullarına göstermektedir.
Doğrusunu Allah bilir.