Çok bilinen beylik laflar var ya her birimizin mutlaka hayatının bir evresinde en çokta öğretmenler gününde duyduğu ya da söylediği “küçükken iyi bir öğretmene rastlamak şanstır diye” o kadar haklı ve yerinde bir cümle ki bu.

Ben de şans olarak görüyorum küçükken iyi bir öğretmene rast gelmeyi, çocukları seven onların matematik veya fenden önce yüreğine dokunabilmenin daha büyük bir kazanç olduğunu bilen öğretmene rastlamak cidden şans mevzusu.

-Sormadan geçemiyorum kaçımız böyle bir öğretmene rastladık.

-Ben cevap vereyim çok çok azımız.

Bu gerçekle yüzleşmek benim canımı yakıyor, sizlerin de sinirini bozuyor mu? Küçücük çocukların hayatını şansa bırakmış olmak. Hadi bunun da kolay yolunu bulup hemen yaşadığın coğrafya kaderdir deyip bitirelim. Suçlayalım yaşadığımız yeri, aile yapılarını çıkalım işin içinden.

Eğitimde asıl marifet yaşadığın coğrafyayı suçlamaktan ziyade bu coğrafyayı değiştirebilmek, yaşanılır kılmak değil midir? Hatta eğitimin tanımı; kişide istenilen davranışı geliştirme süreci diye öğretilmemiş miydi?

Ya biz yanlış öğrendik, ya tanımımız yanlış.

Bir yerde yanlışlık olduğu konusunda hem fikirsek bu yanlışı doğruya çevirebilmek, en azından bu amaçla çabalamak için bir yerden başlamalıyız bence.

İster öğretmen olalım, ister anne baba olalım hepimizin yapabilecekleri var. İlk önce suçlamaktan, yakınmaktan vazgeçip durumu kabullenelim. Derler ya en ağır hastaların bile iyileşme süreci hastalığın kabulünden sonra başlarmış diye o hesap.

Durumu kabullendikten sonra ben ne yapabilirimi sorgulayalım.

Öğretmenlik boyutu apayrı; ilk aşaması çok sevmek olmalı, sevemiyorsa bırakmalı.

2. Aşaması gelişime ve değişime açık olmalı ben oldum diyorsa yine bırakmalı dünya da milyonlarca meslek var mutlaka başka bir iş bulacaktır.

3. aşaması hiçbir zaman kaplumbağa ile tavşanı bir tutup yarıştırmamalı. Bir şarkıda duymuştum; öğretmen çocuklara öyle güzel dokunmalı ki aynı yolda yürürken yorulmuş olan kaplumbağayı sırtına almayı akıl etmeli tavşanlar.

Ve öyle çocuklar yetiştirmeli ki yetiştirdiği çocuklar anne babalarını eğitmeli. Hayatlarının amacı kızlar için prenses olmak erkekler için prens olmak olmamalı.

O yüzden öğretmen işini şansa bırakmamalı. Her çocuk için bunu fırsata çevirebilmeli.