Bunlardan en önemlisi, Bizans ordusunun başkentlerinden hareketle, savaşın gerçekleştiği geçide kadar gidilen yerleri tek tek belirtmiş olması. Niketas Khoniates’in ilgili eserinde yer alan bilgilere göre, günümüzdeki adı Dinar’a ve oradan Khoma (günümüzdeki Gümüşsu)’ya gelip buradan geçide giriyor ve en dar yerinde de savaş gerçekleşiyor. Bu tarihsel anlatımlardan savaşın Dinar ve Gümüşsu yakınındaki geçitte gerçekleştiğini anlayabilme hiç de zor değil. O halde bu coğrafyayı aşmamak ve Bizans ordusunu başka yerlere götürmemek gerekiyor. Bunu destekleyen başka tarihsel veriler de var, örneğin Bizans İmparatoru’nun Dorylaion ile Siblia kalelerinin savaş öncesinde yeniden tahkimi ve tamir ettirmesi. Adı geçen Siblia’nın da Khoma’nın hemen yanında yer alması. Bir de bu yerler geçildikten sonra geçit içinde yıkık Myriokephalon kalesi var. Bütün bunlar, savaşın nerede gerçekleştiğini kesin olarak belirlemeye yetmese de coğrafi bölge olarak sınırlandırmasına yeter. Yani bu tarihsel bilgilere göre en azından bir bölge veya yöreyle sınırlandırılabilir.
Peki, Konya Bağırsak Boğazı son yıllarda sık gündeme geliyor. Sizce bunun sebebi nedir?
Sık sık yinelediğim gibi, şimdilik, tarihsel yayınların hiçbirinde savaşın gerçekleştiği yerle ilgili kesin bir yer adı geçmiyor. Konya- Bağırsak Boğazı’nın o yıllarda adı neyse o ad da geçmiyor. Süryani bir tarihçinin Bizans ordusunun Konya’ya bir günlük yol kadar ilerlediğini belirttiği için böyle bir görüş belirtiliyor. Bu konuda başka ileri sürülenler de var. Ancak bu o dönemin tarihçilerinin anlatımlarıyla, Bizans tarihçisi Niketas’ın anlatımları arasında çelişkiler var. Bu çelişkiler giderilmeden, Konya- Bağırsak Boğazı görüşü de kesinlik kazanamaz. Bu anlayış savaş yeriyle ilgili diğer görüşler için de geçerli.
Geçtiğimiz aylarda Isparta’da bir ilçede Myriokephalon Savaşı konulu bir film çevrileceğinin duyurusu yapıldı. Böyle bir konuya ne diyorsunuz?
Bu konuyu daha önce de gündeme getirdik. Elbette böyle bir konuda isteyen istediği filmi, diziyi veya benzeri bir etkinliği gerçekleştirebilir. Zaten film çalışmasını gerçekleştiren o ilçe de savaş yerini sahiplenenlerden. Ancak filmde savaş yeriyle ilgili algılar oluşturuyor ise işte o zaman konu tartışmalı hale gelir. Eğer bu filmi herhangi bir devlet kurumu gerçekleştirecek ise bu konuda gerekli itirazlar yapılması gerekir. O kurumlar da henüz kesinleşmeyen bir konuda tarafsız kalma durumundadır. Ancak hazırlanan film henüz gösterime girmedi sanırım. O ilçenin film platosu olarak kullanılması doğaldır. Ancak ilgili filmin bir bölümünde bu savaş bu ilçede yapılmıştır söylemi olursa, tarih bilimi adına yanlış yapılıyor demektir. Aynı durum başka yerler için de geçerlidir. Diyelim, bu savaşın filmi Düzbel Geçidi’nde gerçekleşti denmesi veya iması bile yanlıştır. Çünkü henüz tarih bilimi yönünden kesinleşmiş bir sonuç yoktur.
Myriokephalon Savaşı’nın yeri konusunda en çok tartışma coğrafi bölgeler yönünde. Bu tartışmaların temeli nedir?
Tarihi yayınlarda savaş yeriyle ilgili coğrafi tanımlamalar önemli. Savaşın nerede gerçekleştiğinin en belirgin özelliği o yörelerdeki tarihi coğrafyalar. Bu coğrafi tanımlamalar
savaş yeri olduğu ileri sürülen ilgili yörelere taşınmaya ve kendi görüşlerine uygun bölgelerde gösterilmeye çalışılıyor. Ancak bu çabalar boşunadır. Menderes kaynaklarının yeri belli iken, olmadık yerlere götürülmesi mümkün değildir. O sözünü ettikleri yörelerde bu adda bir akarsu yokken, Menderes adında nehir icat ediliyor ve adı geçen yer orası değil burasıdır deniyor. Ayrıca Khoma, Siblia ve yıkık Myriokephalon kalesi bu savaşın gerçekleştiği yeri göstermesi bakımından önemlidir. O yüzden bu yerler oraya buraya götürülüyor ve yer alış sırası bütünlüğü gözetilmeden farklı yerlerde gösteriliyor. Ancak asıl olan tarihi coğrafyadır ve eldeki tarihsel yayınlardaki gerçek bilgilerdir.
Devam edecek…

Devam edecek…