Genç Çivril gazetesi köşe yazarlarından Mümtaz Başkaya, Myriokephalon Savaşı’nın gerçekleştiği yerin neresi olduğuyla ilgili Çivril’de de sürdürülmekte olan çalışmalarda, özellikle Kûfi Çayı Boğazı ile ilgili görüşe ağırlık verilmesine itirazı olduğunu ve Kûfi Çayı Boğazı görüşü ile ilgili hangi tarihsel gerçekler ortaya çıktı da böyle bir yola gidiliyor diye sordu.
Mümtaz Başkaya gazetemiz bürosuna gelerek, bu konudaki itirazlarını, çekincelerini bizlere örnekleriyle anlattı. Özetle, 17 Eylül 1176 yılında gerçekleşen bu savaşın gerçekleştiği yerin Isparta, Afyonkarahisar ve Konya’da hararetle arandığını ve ilgili illerdeki üniversitelerde bu çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü, bu nedenle bu yarıştan geri düşmememiz için tarihsel yayınlardaki doğru bilgilere itibar edilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Konuyla ilgili olarak sürdürdüğü anlatımlarında, tarihsel gerçeklerden ayrılmamız halinde başarıya ulaşmamızın kesinlikle mümkün olmayacağının altını çizdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde ve ülke dışından birçok tarihçi bu savaşın nerede gerçekleştiğini ciddi biçimde araştırıyor. Özellikle Düzbel Geçidi görüşü konusunda hayli yol alındı. Daha önceden başka görüşlere taraftar olan bazı akademik tarihçiler savundukları görüşü bırakıp Düzbel Geçidini incelemeye değer buluyorlar. Bunda geçen yıl ortaya konulan geçit içindeki Selçuklu istihkâm kalıntıları olması kuvvetle muhtemel buluntulardır. Ayrıca yine konuyla ilgili o dönemlere ışık tutan yayınlara ulaşılmasıdır. Alman Haçlı ordusunun Anadolu’dan geçişini konu alan ve bu sefere bizzat katılan Ansbert’in eserinin elimizde bulunmasıyla, bu konuda önemli bilgilere ulaşıldı. Burada ve diğer yayınlarda gördük ki Myriokephalon Savaşı’nın gerçekleştiği yer Khoma (Homa/Gümüşsu) çevresidir. Yıllarca sürdürmekte olduğum çalışmalar süresince eldeki tarihsel yayınlarda Kûfi Çayı Boğazı’ndan söz edildiğini hiç görmedim. Şimdilerde ne gibi tarihsel gerçeklere ulaşıldı ki Kûfi Çayı Boğazı görüşü Çivril’de gündeme geldi, bunu ben de öğrenmek isterim. Ancak böyle bir gelişme söz konusu değilse, ibrenin Düzbel Geçidine döndüğü son yıllarda Kûfi Çayı Boğazı görüşüne dönme büyük hatadır. Bu savaşın yeri Denizli, Isparta, Afyonkarahisar ve Konya’da aranıyor olsa da Düzbel Geçidi tarihsel yayınlardaki bilgilere göre öne çıkmış durumdadır. Çivril, Düzbel Geçidi görüşü ile bu çalışmaların merkezini oluşturacakken, bu fırsatı kaçırmamak gerekir. Hiç kimse Çivril, Kûfi Çayı Boğazı diyor diye eldeki tarihsel yayınlardaki bilgiler de buna göre şekillendirilecek değildir. Gerçeği aramanın yolu, tarihsel yayınlardaki bilgilere itibar etmektir. Gerisi laf-ı güzaftır.”
Mümtaz Başkaya’nın bu konuyu ayrıntısıyla ele alan köşe yazısı bu haftaki gazetemizde yer alıyor.