Sanırım arkadaşlar “yerelde yaz!” önerisini bunun için yapıyorlar. İnsanlar bilindik çevrede yazılanlara daha ilgili oluyorlar, doğru. Çivril ovası öylesine bereketli ki; dün genç bir arkadaşın ofisine tanışmak için gittiğimde, sohbet bir ara demiryoluna geldi. Dedim ki, daha 1896 da İngilizler Sütlaç-Çivril hattını sırf bu ovanın zenginliklerini demiryolu aracılığıyla İzmir limanına taşımayı düşünmüşler. Buna bir de Işıklı gölünün beldeye kazandırdığı ekonomik katkıyı ekleyin, Çivril olarak çok daha zengin olmamız gerekmiyor mu? Peki, öyle miyiz? Gün be gün tarım güç kaybetmiyor mu? Fakirleşme yaygınlaşmıyor mu? Yerel siyasetin en önemli konusu bu olmalı değil mi? Acıpayam, Honaz görece bir atakta. Geçmişte en zengin kasaba Sarayköy’dü. Bu gün Çivril, peki yarın?

Bir yazar diyor ki; bilgi sahibi olmak, emek ve özveriyi gerektirir. Bilginin bilince dönüşmesi de zorlu, çaba gerektiren bir süreçtir. İkisi birbirini tamamlamalı, beslemeli. İşte o zaman ideolojik berraklık, politik tutarlılık pekişir. Ben beğendim bu yorumu. Acaba siyaset kurumu bu temeller üzerinde yürüyor mu? Halka, onun çıkarlarına yaslanıyor mu? Neredeyse 40 yıldır büyük bir değişim geçiren toplumumuzda bugün yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, kayırmacılık, torpil, iltimas ön planda tutuluyorsa, böylesi bir siyaset anlayışı ne denli başarı kazanır?

Çivril tarımını, hayvancılığını bu siyaset anlayışı düze çıkarabilir mi? Bir zamanlar tüm çevrenin bizim gölün “dişlisini” yemek için Işıklı’ya ya da göl çevresi lokantalara gelişini hatırlayın. Şimdilerde oralarda Çorum dişlisi servis ediliyor. Hazin değil mi? Bizim gölün dişlileri “hamsi” büyüklüğünde, sazanı da gölün değişen su kalitesiyle beraber eski tadında değil. Yeni bir koruma programının uygulandığını söylediler, umarım saman alevi gibi olmaz, devam eder. Göle “bir zamanlar”! Karışan Kufi çayının ve Dinar’dan gelen suyun temizliği de kontrol edilmeli. Suyun değişen “PH” belirteci balık üremelerini ve bitki florasını, dolayısıyla gölden istifade eden tüm canlıları etkiliyor.

Siyasi partiler seçtikleri ekonomik modelin dışına çıkmazlar. Karma ekonomiyi tercih eden partilerse “devletçi” bir ekonomik politikayı kolay uygularlar. Kamu gücünü ekonomide daha etkin kullanır, özelleştirmelere soğuk bakarlar. Günümüzde yıllardır yapılan “özelleştirmeler” bir talan ekonomisini doğurmadı mı? Karşılaştığımız her zam, devletin, özel şirketlerin böylesi uygulamalarında çaresiz kalışını bizlere göstermedi mi? Sonuçta, belli alanlarda yeniden bir ”devletleştirme” ihtiyacı ortaya çıkan bir gerçek. Ekonomi de güçlü bir kamu, Çivril in alt yapısına daha bir pay ayıracaktır.

Hepinize sağlıklı günler dileğimle.