Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler, kanun hükmünde olmalarına rağmen, Anayasanın 148. maddesinde sözü edilen kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi; 669 Sayılı Kararnamenin bazı hükümlerinin Anayasanın bazı maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek açılan iptal davasında; 04/11/2016 tarihli resmi gazetede yayınlanan; 12/10/2016 tarihli, 2016/167 Esas ve 2016/160 Karar sayılı kararında ve 668 Sayılı Kararnamenin bazı maddelerinin iptali için açılan davada 12/10/2016 tarihli, 2016/166 Esas ve 2016/159 Karar sayılı kararında; Anayasanın 90, 125 ve 159. Maddelerinde Anayasa mahkemesinin yapacağı denetime bazı istisnaların getirildiğini, 148. Maddesinde ise bu tür kararnamelerin esas ve şekil bakımından anayasa mahkemesinin denetimine tabi olmadığının düzenlendiğini belirterek iptal başvuruların reddine karar vermiştir.
DANIŞTAY BEŞİNCİ DAİRESİ KARARI (4.10.2016 TARİH, 2016/8196 ESAS VE 2016/4066 KARAR):
Danıştay 5. Dairesi; 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin 3. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 24/08/2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararıyla meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada:
“Yargı mensupları ile bu meslekten sayılanlara ilişkin tedbirler” başlıklı 3. maddesinin 1.fıkrasında “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ….hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunca …meslekten çıkarılmalarına karar verilir.”
“Olağanüstü hâli gerekli kılan konu, 667 sayılı KHK’nın amacı ile 3. ve 4. maddelerinde düzenlenen tedbirlerin kapsamı ve mahiyeti birlikte dikkate alındığında, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen diğer yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan, geçici olmayan ve nihai sonuç doğuran olağanüstü tedbir niteliğinde olduğu”
“Bu nedenle davacı hakkında verilen disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan ve yargı denetimine tabi bir disiplin cezası olan meslekten çıkarma cezası niteliğinde olmadığı, 6087 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 33. maddesi’ n de yer alan hüküm uyarınca, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülebilecek bir uyuşmazlık bulunmadığını, çözümünde idari yargıda genel görevli yargı yeri olan idare mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiş ve… DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE, dava dosyasının aynı Kanun’un 32/1. maddesine göre davayı çözümlemeye görevli ve yetkili olan Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesine,” karar vermiştir.
Hakimler ve Savcılar Kanunundaki açık düzenlemeye rağmen, KHK ile verilen meslekten çıkarma kararının “Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini, temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik Devletimize ve milletimize karşı 15.7.2016 günü başlatılan darbe girişimi üzerine” verildiği belirtilmek suretiyle, bu tür meslekten ihraç kararları nedeniyle açılacak davalarda “ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülebilecek bir uyuşmazlık bulunmadığını, çözümünde idari yargıda genel görevli yargı yeri olan idare mahkemelerinin görevli” olduğunun belirtilmesi, kanundaki açık düzenlemeye aykırıdır. Danıştay kanunun metninde olmadığı halde zorlama bir yorumla; “verilen disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan ve yargı denetimine tabi bir disiplin cezası olan meslekten çıkarma cezası niteliğinde olmadığı” nı belirtmek suretiyle davaya bakma yeri olarak ilk derece idare mahkemelerini gösteren bu kararın Hakim ve Savcılar yönünden doru olmadığı kanaatindeyiz.
667 Sayılı KHK de belirtilen kamu görevlilerinin bağlı bulundukları kurumlarca haklarında işlem yapılacağı belirtilmiştir. Danıştay’ ın yukarıda sözü edilen kararına konu edilen meslekten çıkarma kararı 667 Sayılı KHK ya dayanılarak verilen bir karardır. 667 Sayılı KHK ile meslekten çıkarılan kamu görevlilerinin Hakimler ve Savcılar gibi özel kanunlarında belirtilen istisnalar hariç olmak üzere genel idare mahkemelerinde dava açmaları gerektiği kanaatindeyiz. Diğer KHK lar da ise yukarıda açıklandığı üzere, meslekten çıkarılanların isimleri ekli listelerle tek tek açıklandığı için bireysel idari işlem niteliğinde olup, ilk derece idare mahkemesinde dava açılmalıdır.
KHK ile meslekten ihraç edilenler (çıkarılanlar), ihraç işlemine karşı yukarıda ifade ettiğimiz gibi tüm hukuki yollara başvurmalıdır. Hukuka aykırı alınan tüm kararlara karşı bir avukat tarafından sürecin takip edilmesi başvurunun etkin bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır.