Nurhani, 17 yaşında sıcak bir Temmuz günü dut ağacının altında uyur. Rüyasında annesinden su ister. Annesi su almaya gittiğinde güzel bir kız elinde su dolu tasla gelir, der ki:

-Al muhannet (insafsız) al da iç, sen olsan vermezdin!..

Nurhani uyanır, bakar ki ne su dolu tas var, ne kız.

“Aşk badesi içtim” diyen Nurhani, elinde sazı 7 yıl rüyasındaki kızı arar.

"Yıllar yılı ben bu aşkı

Çeke çeke haldan oldum

Kolay mıdır dile sanki

Döke döke dilden oldum...

Yönelirdim insanlığa

Aldanmazdım varlığa

Düşmezdim hiç darlığa

Düşe kalka puldan oldum..."

Gittiği yerlerde aşkını anlatan Nurhani ile dalga geçerler.

"İnsan hiç rüyasında gördüğü kızı arar mı?" derler...

Sazını konuşturur, dalga geçenlere:

"Ak alnımın yazıları

İnanmıyor bazıları

Vücudumda sızıları

Çeke çeke candan oldum..."

Yolu İstanbul'a düşer ve hemşehrisi ile sohbette iken Galata Köprüsü açılır, Nurhani denize düşer. Balıkçı sandalları kurtarır, elinde sazı:

“İstanbul’da geldik bir an göz göze

Sohbet eder iken biz kendimize

Nasıl da düştüm Galata’dan denize

Dalga aldı yüze yüze yoruldum…”

Elinden aşk badesi içtiğine inandığı rüyasında gördüğü kızı tam 7 yıl arayıp da bulamayan Âşık Nurhani, elinde sazı geriye, memleketi Kağızman’a döner ve şöyle der:

“Nurhani’yim çalmaz sazım

Zalım dosta geçmez nazım

Neyim kaldı bir enkazım

Düşe kalka çuldan oldum…”

Not:

1) Bu öyküyü duyduğumda telefon ile Nurhaniyi arayıp buldum, öyküyü bir de kendi ağzından dinledim.

2) Aşık Nurhani'nin gerçek adı, Yaşar Kırlı'dır.

MEKANI CENNET OLSUN İNŞALLAH