Sırt, bel, boyun ve karın kaslarını güçlendirmeye ve metabolizmanın günlük işlevlerini kolaylaştırmaya yönelik yaklaşık on ayrı hareketten oluşan sabah hareketlerimi yapıp iki bardak sırke damlatılmış ılık su içerek anamın odasına geçip sobasını yaktım. Sobanın üzerine ıbrığı ve içinde iki yumurta olan kaynatma cezvesini sobanın üzerine koydum…
Anam yer sofrasına diz çöküp oturdu. Zaten anamın başka türlü oturduğunu oldum olası hiç görmedim. Sofra bezini dizlerinin üzerine çekti. Bende hangi akla uydu isem diz çöküp oturdum. Oturdum oturmasına da biraz sonra hem dizlerim hem de belim ağrımaya başladı. Sağa sola kıpırdanıp durdu isem de pes etmeyip zar zor kahvaltımı bitirdim.
Ben siniyi mutfağa taşırken anam da sofra altını götürüp avluya silkti. Sonra ben budama makasını, anam da süpürgeyi ve toz küreğini kaptı. O odayı süpürmeye giderken bende evin önündeki asmayı ağlatmaya başladım…aklıma nereden geldi ise bağ budamasına bizim köyde bir eşeğin öncelik ettiği söylentisi geldi…günahı anlatanların boynuna…güya Deli İsmail’in babası Kel Hüseyin bir gün eşeğine binip bağına gider. Asmalar kol atıp filiz vermiş, yapraklar yaprak sarması yapılacak kıvama gelmiştir. Eşeği bağın kenarındaki kesiğe, kesikteki yemyeşil ayrıkları yesin diye çakar. Kendisi de bağın bir köşesinden bellemeye başlar. Gün kuşluk vaktine doğru gelirken susar, omçanın dibine koyduğu su dolu boducu* gavallar*…bir de bakar ki eşek eşekliğini yapmış kesikteki güzelim ayrıkları bırakıp omçanın dallarını yemekte…hemen koşup eşeğin elinden omçaları kurtarır, kurtarır kurtarmasına da eşek çilbirin* yetişebildiği üç dört omçayı cascavlak etmeyi becermiştir.
Ertesi yıl bağdaki omçalar normal verim verirken eşeğin kemirip budadığı omçalar kağnı yükü üzüme durmuştur.
Bizim köyde bağ budama işinin böyle başladığını söylerler…
Boduç=küçük testi,
Gavallamak=testiyi kaval çalar gibi kaldırıp su içmek,
Çilbir=urganla sicim arası kalınlıkta ip