Prof. Dr. Ardıç, İşitme engelinin erken tanısı ile küçük çocukların normal okullarda eğitimlerini sürdürüp akademik başarı kazanabileceğini belirtirken "İşitme kaybının erken teşhisi ve müdahalesi insanları sosyal yaşama bağlıyor" açıklamasında bulundu.

Her yaş ve cinsiyette görülebilen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen işitme kaybı rahatsızlığı ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulunan uzman Ardıç, insanların erken teşhiş sayesinde sosyal yaşamdan kopmadan tedavinin mümkün olduğunu belirtti. İşitme kaybı ile ortaya çıkan belirtilerin görülmesi durumunda hemen doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

Yenidoğan bebeklerde erken teşhisin özellikle önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, "Ailenizde işitme kaybı öyküsü olmasa bile, hamilelikte sıkıntı yaşadıysanız, doğumunuzda sorun olduysa işitme kaybı olma olasılığı vardır. Bunun oranı yaklaşık 3 bin doğumda birdir. Bu yüzden yeni doğanların işitme tarama programı vardır. Her yeni doğan çocuk hastaneden ayrılmadan işitmesi mutlaka ölçülür. Eğer onda şüphe duyulursa daha üst merkezlerde daha ileri tetkikler ile işitme kaybı olup olmadığı tespit edilir. Eğer işitme kaybı var ise çok dikkatli, zamanlı davranmak gerekir. Yani belli sürelere aşmadan tanıyı koymak, cihazlandırmak ve gerekirse de biyonik kulak dediğimiz ameliyatla özel cihazları yerleştirmek gerekir" dedi.

"Eğer çocuklar zamanında tanı konur ve tedaviye başlanırsa o zaman bütün hayatlarını normal insanlar gibi konuşarak, duyarak geçirirler"

Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, “Eğer çocuklar zamanında tanı konur ve tedaviye başlanırsa o zaman bütün hayatlarını normal insanlar gibi, normal okullara giderek, konuşarak, duyarak geçirirler. Bu yüzden yenidoğan işitme programı çok önemlidir. Bütün anne babalar yenidoğan bebeklerine bu tür kontrolleri ihmal etmemeleri gerekir. İşitme kaybı bizim için çok önemlidir. Hayatımız boyunca her zaman işitme kaybı ortaya çıkabilir. Orta yaşta da ileri yaşta da ortaya çıkabilir. İşitmemiz eğer düzgün değilse tam işitemiyorsak bu bizim çevremizden soyutlanmamızı yol açabilir. Hem çalıştığımız işten hem sosyal ortamdan uzaklaşmaya başlarız. Konudan kopmaya başlarız. Bu da çok ciddi hem psikolojik hem de maddi, manevi sorunlara yol açar. Bu yüzden işitme sağlığımız önemlidir” şeklinde konuştu.

Sigara içmek işitme kaybı için büyük bir risk oluşturuyor

"Şeker hastalığı olanlar, kronik hastalığı, gürültülü yerlerde çalışanlar, sigara içenler özellikle işitmelerini sık sık kontrol etmelilerdir"

Bulunduğumuz ortamlarda yüksek ses düzeyine maruz kalmanın risklerinden bahseden Ardıç özellikle kimlerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

“Şeker hastalığı olanlar, kronik hastalığı olanlar, gürültülü yerlerde çalışanlar, sigara içenler özellikle işitmelerini sık sık kontrol etmelilerdir. Eğer işitme kaybı ortaya çıkarsa o zaman işitme kaybının nedenlerini araştırıp bunun nasıl giderebileceklerini doktorlarla konuşmaları gerekir. Bazı insanlarda da orta kulaklarının iltihabından dolayı işitme kayıpları ortaya çıkabilir. Onların da bunu takip ettirip gerekirse cerrahi tedaviyle işitme kayıplarını onarmaları gerekir. İleri yaşlarda işitme kaybı daha da önem arz eder. Çünkü insan yaşlandıkça yalnızlaşır. İşitme kaybı toplumla iletişimi koparsa çabuk depresyona girme, çabuk demans olabilir. Bu yüzden insanların işitmesini nasıl olduğunu devamlı takip etmesi ve eğer işitme kaybı varsa bunu onaracak yöntemleri doktorlarıyla konuşmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi