Ekonomik süreçlerin sonunda, yıkılmakta olan imparatorluğu kurtarmak, devletin yok oluşunu engellemek
İçin ortaya çıkan, ilk etapta dil, tarih ve edebiyat alanında görülen, daha sonra da siyasal alana temayüz eden
Bir milliyetçilik anlayışıdır. Osmanlı İmparatorluğu’ nun yıkılmasını engelleyememesine rağmen elde kalan
Son toprak parçasında bağımsız bir Türk devletinin kurulmasını sağlayan Türk milliyetçiliği, bu süreçten
Sonra Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki görümünden farklı niteliklere büründüğü görülmektedir.
Bu süreç içerisinde, Türk milliyetçiliğine müşterek bir biçimde gelişim gösteren başka bir ideal daha
Bulunuyordu: Turancılık. 1900’lerin başlarında Türk topluluklarının hürriyetlerini tamamen kaybetme
Tehlikesiyle karşılaştıkları bir dönemde bir hürriyet ve yeniden doğuş hareketi olarak Turancılık etrafında
Giriştikleri siyasi bağımsızlık, sosyolojik bütünleşme ve bilimsel aydınlanma mücadeleleri, Türk tarihinin
Mühim ve anlaşılma ihtiyacı taşıyan bir dönemini teşkil eder.
TURAN NE ANLAMA GELİR? TURANCILIK NE DEMEKTİR?
Turan kelimesi, Türk Dil Kurumu’ndaki sözlük anlamıyla Türklerin Orta Asya’daki en eski yurtlarını ifade
Etmektedir. Bu ifade, en eski kaynakla İranlılar tarafından Türkler için kullanılmış olup, Firdevsi’nin 10.
Yüzyılın sonlarında yazdığı Şehnâme adlı eserinde de Türk ülkesi genel olarak “Turan” adını taşımaktadır.
Özetle Turan, İranlıların İran’ın kuzey doğusundaki ülkelere verdikleri isimdir. Yüzyıllar boyunca, coğrafî
Tabir olarak çeşitli yerler için kullanılmıştır. Sonuçta Turan tâbiri, Türkistan’ın yerini almıştır.
Ziya Gökalp, Turancılığı, asıl ülküsü, harsları yönünden kolayca birleşebilecek Oğuz Türklerinin
Birleştirilmesi olan Türkçülüğün, uzak ülküsü olarak kabul edip, Turan kelimesinin anlamını, şöyle açıklıyor:
“Turan kelimesi, Turlar yâni Türkler demek olduğu için, münhasıran Türkleri ihtiva eden câmiavî
Bir isimdir. O halde, Turan kelimesini bütün Türk şubelerini ihtiva eden büyük Türkistan’a
Hasretmemiz lâzımgelir. Çünki, Türk kelimesi bugün yalnız Türkiye Türklerine verilen bir ünvan
Hükmüne geçmiştir. Türkiyedeki Türk harsına dahil olanlar, tabiî bu ismi alacaklardır. Benim
İtikadımca, bütün Oğuzlar yakın bir zamanda bu isimde birleşeceklerdir. Fakat Tatarlar, Özbekler,
Kırgızlar ayrı harslar vücuda getirdikleri taktirde, ayrı milletler halini alacaklarından, yalnız kendi
İsimleri ile anılacaklardır. O zaman bütün bu eski akrabaları kavmi bir camia halinde birleştiren
Müşterek bir ünvana lüzum hissedilecek. İşte bu müşterek ünvan Turan kelimesidir .
Zaman zaman Türklerle akraba milletleri de içine alan bir fikir olarak kabul edilmekle birlikte, bugün
Turancılık deyince Türkiye’de anlaşılan, tarih mirasları da dâhil olmak kaydıyla bütün Türkleri tek bir devlet
Halinde birleştirmek ülküsüdür. Bu, emperyalist bir taarruz hareketi değil tam aksine bir müdafaadır.
Bazı kimseler, Türkçülük-Turancılık hareketinin Panslavizm’e bir tepki olarak doğduğunu söylemektedirler.
Bu görüşte, büyük bir gerçeklik payı vardır. Çünkü Türklüğün büyük bir bölümü 18. Yy.dan itibaren Rus
Çarlığı’nca yutulmuş bulunuyordu. En azından bu Türkler istiklâllerini Ruslar’a karşı kazanmak durumunda
İdiler. Ayrıca, Doğu Türklüğünü zulmü altına almış olan Panslavizmin Batı’da da en büyük hedefi Osmanlı
İdi. Bu bakımdan Turancı bir ruhun uyanmasında, yeryüzünde Türk varlık ve hâkimiyetine son vermek
Moskof faktörü mühim bir âmil olmuştur. Osmanlı Türkleri için Türkçülük-Turancılık akımının kendi iç
Şartlarımızdan doğan ve dış şartlarla birleşen başka sebepleri de vardı. Meselâ her gün biraz daha çöküntüye
Doğru giden Devlet-i Aliye için kurtarıcı formüller aranıyordu.