EĞİTİMSEN Denizli Şubesi, Millî Eğitim Bakanlığı'nın eğitim müfredatına ilişkin yeni değişikliklerini geçtiğimiz Cuma günü yayınlamasıyla, yeni müfredata yönelik çalışmayı reddettiğini duyurmak maksadıyla Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Yayınlanan metinde mevcut iktidarın siyasi ideolojisinin yeni müfredata yansıdığını vurgulayan EĞİTİMSEN'in, '' İktidarın siyasi progamına paralel hazırlanan laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz.'’ sözleri öne çıktı.
Açıklama metninin tamamamında şu cümleler yer aldı;
''Müfredat değişiklikleri tüm eğitim kademelerinde işlenecek dersleri dolayısıyla tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Normalde müfredat değişiklikleri yapılırken bilim insanları ve eğitim sendikalarının görüşlerinin alınması gerekir. Ancak bakanlık bu konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmiştir.
Ve sonuç olarak iktidar nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyorsa eğitim müfredatını da ona uygun şekilde hazırlamıştır.
Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilmiştir. Bütün ders kitaplarında milli ve manevi değerleri merkeze almıştır. Milli ve manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır. MEB’in öncelikli hedefi iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve örtük olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır. Ders kitaplarında yüzde 35 oranında ‘sadeleştirme’ yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığı görülmektedir. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış ‘tek din, tek mezhep ve tek kimlik’ üzerinden ‘dini’ referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştı. Türkiye’de yaşayan farklı kimlikler, inançlar ve kültürler ya hiç görünmez kılınmış ya da ‘karşı tarafta’ gösterilmiştir.
AKP iktidarında son yirmi yılda felsefe, bilim, beden eğitimi, resim ve müzik ders saatleri azaltılmış din derslerinin sayısı arttırılmıştır. Otizmli ve zihinsel engelli çocuklara yönelik zorunlu din dersi getirilmiş, okul öncesinde ‘manevi değerler’ seminerleri verilmiş, yine okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencileri camilere götürülmüş, din eğitimi fiilen okul öncesine ve kreşlere kadar indirilmiştir.
Yeni müfredat değişiklikleri ise eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasıdır.
MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta ayıklanmıştır. Tek adam rejiminin bütün hedefleri açık ve gizli (örtük)bir biçimde ders kitaplarına yerleştirilmiştir. Böylece ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istenmiştir.
Sonuç olarak karşımızda iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Dolayısıyla yeni müfredata yönelik eleştiriler sadece pedagojik değil, aynı zamanda siyasal bir nitelik taşımalıdır.
Bireycilik, milliyetçilik ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik açıdan sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan yeni eğitim müfredatının öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavratmayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek laik ve bilimsel bir içerikte olmak zorundadır.
AKP’nin istediği insan modelinin çağın ne denli gerisinde, sicilinin ne denli bozuk olduğunu 4+4+4 sürecinden biliyoruz. Dolayısıyla çocuklarımızın eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliği kabul edilemez. Eğitim Sen olarak eğitim müfredatı olmaktan çok siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz.''