Uzak tarihlerden birinde yine kadınların “hayır” sözünün ne demek olduğunun anlaşılmadığı zamanlarda, güzelliği dillere destan Denizlili bir kız varmış.
Bu güzeller güzeli genç kız, gönlünü bir Yörük çobana kaptırmış. Evlilik hazırlıklarının hızla sürdüğü, mutluluktan ayaklarının yerden kesildikleri güzel bir bahar gününde, bir haber gelmiş.
Köyün beyinin oğlundan gelen bu haberde, genç kıza ilanı aşk edilmiş.
İlanı aşkı reddeden kız, atına atlar ve çobanlık yapan nişanlısına yemek götürürken, yolda beyin oğlunun da at ile kendisine doğru gelmekte olduğunu görür. Başına gelecekleri anlayan genç kız, nişanlısından başkasına yar olmak istemez ve tanrıdan ona yardım etmesi için ellerini açar, “Tanrım, taş olayım ama beni bu Bey oğluna yar etme!” der.
İçten duası bir anda kabul olan kız, olduğu yerde atı ile birlikte taşa dönüşür.
Karahayıt Gelinlerin Uğrak Yeri Oldu!
Genç kızın taşa dönüştüğü andan bugüne, dileği olup muradına eren gelinlerin, taşa dönüşen gelin ve atını, evlilik yaşantılarında mutlu olmak için ziyaret ederek dilek tuttukları bilgisi edinildi.
Denizli’nin Pamukkale ilçesindeki Karahayıt Mahallesi’nde bulunan Gelin Dilek Taşı hikayesinin nesilden nesile bu şekilde anlatıldığı öğrenildi.
Gelinlerin ve turistlerin uğrak noktası haline gelen Gelin Dilek Taşı, Denizli’nin kültürel mirası oldu.