Bölüm 4
Bilge Umar yine “Türkiye’de Tarihsel Adlar” adlı eserinde Tipriza veya Tipriza halkı adı ile de ilgili açıklamalarda bulunmaktadır: “TİPRİZA. Çivril ve onun doğu yanıbaşındaki Eumenia / Işıklı yöresinde bulunan yazıtlarda Tiprizenoi halkının yâni Tipriza’lılar halkının adı geçiyor ve Zgusta (s. 620) bu adın işaret ettiği Tipriza yerleşiminin o yörede aranması gerektiğini düşünüyor. Aramaya hiç gerek yoktur ve oradaki Çivril kasabasının adını bilmek, Tipriza’nın Çivril olduğunu daha doğrusu Tipriza adının, Çivril’in tarihsel adlarından biri olduğunu görmeye yeter. Tipriza’nın Tipr- bölümü, Çivril adının kökeni hakkında ilgili yerde yaptığım açıklamanın doğruluğunun kanıtıdır. Adın –iza bölümü ise, özellikle Bizans çağında bazı Anadolulu adların bitişinin çarpıtılmış biçimidir; örneğin bkz. Algiza, Eriza” demektedir. Bilge Umar’a göre, aramaya hiç gerek yoktur ve oradaki Çivril kasabasının adını bilmek, Tipriza’nın Çivril olduğunu daha doğrusu Tipriza adının, Çivril’in tarihsel adlarından biri olduğunu görmeye yetermiş. Bir varsayım olarak bu görüşe saygı duymak gerekiyor. Ama aslında Tipriza adının Çivril adı olduğunu görmeye yetmez. Çünkü ülkemizde yedi yerde daha Çivril yerleşmesi var ve bunların hiç birinde Tipriza halkı yoktu. Bir ihtimal olarak ortaya konulmuş olsa da, Çivril adını o yörede bir zamanlar yaşamış halkın adıyla benzeştirmek mümkün değil. Sözü edilen Tiprizalılar’ın yaşadığı yıllar ya ilkçağ ya ortaçağ. Eğer bu halkın adıyla kurulduysa veya sonradan bu halkın adı verildiyse Çivril adı ülkemizde tek olmalıydı ve o ad da bir tek bizim ilçemizin adı olmalıydı. Çünkü Tiprizalılar Euneneia yakınlarında yaşamış. O yüzden bir tek bizim ilçeye ad vermeleri gerekir. Ama sık sık yinelediğim gibi yedi yerde daha Çivril adı var. Acaba oralarda da mı Tiprizalılar vardı? Vardı ise kanıtlanması gerekir.
Bunun böyle olmadığı açıktır. Zaten ileri sürenler de varsayımdan öteye geçemiyor. Çünkü yeterli kanıtlar şimdilik yok. Eğer diğerlerinde de Tipriza halkıyla ilgisi kurulur ve kanıtlarıyla ortaya konulursa elbette ki denecek bir şey yoktur. Ancak bu söylemler sadece varsayımlara ve sezgilere dayalıdır. Eğer ülkemizde diğer Çivril adları olmasaydı ve sadece ilçemiz olsaydı böyle bir ilgi değer kazanırdı.
İlçemiz Çivril’in merkezinde höyüklerin dışında, öyle İlkçağ uygarlıkları ile ilişkilendirilen, göze görülebilen ve ayakta kalabilmiş tarihsel yapılar yoktur. ‘İşte şu antik yerleşim yeri Çivril adını taşıyordu’ denilebilecek yerler de yoktur.
Çivril’in kuruluşunun İlkçağ ve sonrası dönemlerle ilişkilendirilebilmesi şimdilik pek mümkün görülmüyor. Çünkü arada binlerce yıl fark olması, bu ihtimali yok denecek ölçüde azaltıyor. Bu güne kadar bulunan yazılı taş ve kitabelerde ve tarihsel kayıtlarda Çivril adına rastlanmadı.
Çivril yöresinde bulunan yazıtlarda “Tipriza” veya “Tiprizenoi” adı geçiyor. Bu kentin adından Alman tarihçi Ladislav Zgusta da söz ediyor. Ancak Alman tarihçinin verdiği bilgilerde bu yerin Çivril’i işaret ediyor gibi bir ifadesi yok.
“Tiprizalılar” olarak tanımlanan halkın, İlkçağ’da, özellikle Eumenia yöresinde yaşadığı tarihi kayıtlardan anlaşılmış olsa da, bu halkın Çivril İlçesi’nin tarihselliği ile bağlantısının olabileceği konusunda daha sağlam ve geçerli kanıtlara ihtiyaç var. Bu sağlam kanıtlar elbette ki Çivril adındaki diğer yerleri de kapsamalı. İlçemiz Çivril’in “Tipriza” halkı ile sağlam bir ilgisi kurulamamışken, böyle bir bağlantının gerekçesi olamaz. Arada binlerce yıl vardır. Binlerce yıl sonrasında gerçekleştiği varsayılan bu dönüşümün nasıl gerçekleştiği hakkında yeterli kanıt sunulamamaktadır. Eğer oralarda da bu uygarlığa ait yazıtlar bulunursa ve Çivril adıyla bağlantısı kanıtlanırsa sorun kalmaz.
Tarih biliminde de geçerli olan kişi veya unvanlar değil, gerçek verilerdir. Sadece varsayım olan ve henüz kanıtlanamamış olan söylemlerin üzerine koyulanlar, gerçek sayılamaz. Kanıtlanmamış varsayımlardan kesin sonuçlara ulaşılamaz. Bu kurallar herkesin uyması gereken kurallardır.
Çivril’in 12. yüzyıldaki varlığını ileri süren görüş de kesin değildir. Çivril adını taşıyan benzer bir Roma veya Bizans kenti adından söz edilmediğine göre, böyle bir ileri sürüşün geçerli bir yanı yoktur. Ortalıkta bu adı alan eski bir yerleşim yokken, ilçemiz Çivril adının Myriokephalon Savaşı ile ilişkilendirilmesinin ve o yıllarda ‘Çivril adında bir yer vardı’ gibi benzer bir söylemin geçerli yanı yoktur.
Kimi yayınlarında yer alan yazılarda “Çivril adına tarihte ilk kez Myriokephalon savaşını anlatan Bizans Belgelerinde rastlıyoruz. 12. yüzyıldan kalma bu belgelerde Çivril adı Rum yazımı ile ‘Tribritzi’ ve Latin yazılımı ile ‘Cybrilcymani’ diye geçiyor” denilmektedir. Ancak verilen bu bilgiler kesinlik kazanmış değildir, sadece kişilerin kendilerine ait olan varsayımlardan ibarettir. Çünkü ileri sürüldüğünün aksine, Myriokephalon Savaşı’nı anlatan hiçbir belgede “Çivril” biçiminde bir ad geçmemektedir. Adı geçen sözcüğün aslı ‘Tzibritze’dir. Bu sözcük de savaşın geçtiği yöreye verilen coğrafi bir tanımlamadır. Yani yerleşim yeri adı değildir. Çivril adını belgelerde geçtiğini ileri sürmek, günümüzde ilçe olan Çivril’in Bizans döneminde de varlığını kabul etmek demektir. Ancak böyle bir durum kanıtlanabilmiş değildir ve hiçbir kaynakta da adı geçmemektedir. Bu varsayımı ileri sürenler sağlam kanıtları varsa biran önce ortaya koymaları gerekmektedir.
Devam edecek.