1. Bir kimseye ısrarla telefon edilmesi,
2. Israrla gürültü yapılması,
3. Hukuka aykırı başka bir davranış gerçekleştirilmesidir.
Bir kimseye ısrarla telefon edilmesi suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun işlenmesi halk arasında telefonla rahatsız etme suçu olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda bir kimseye istemediği halde ısrarla telefon edilmekte ve özel hayatına müdahalede bulunulmaktadır. Dolayısıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi ya da mesaj atılması halinde hukuka aykırı bir durum söz konusu olacaktır. Aynı zamanda telefon edilmesi ve ardından failin hiç konuşmaması ya da mağdura müzik veya farklı sesler dinletmesi halinde de bu suçun oluştuğunu söylememiz mümkündür. Aynı şekilde mağdura sürekli olarak mesaj atılması da suç teşkil edecektir.
Mağdura sıklıkla mesaj atmak yoluyla huzur ve sükun bozmada mesajların içeriği suçun oluşumu bakımından önem taşımamaktadır.
Yargıtay uygulamasına göre hangi durumlarda kişiye “ısrarla telefon edildiğini saptamak zordur. Yani bunun için belli bir sayı vermek doğru olmayacaktır. Ancak her halde mağdurun en az iki kez telefonla aranması ya da rahatsız edilmesi gerekmektedir. Fakat yine de bu durum somut olayın özelliklerine göre farklılık göstereceğinden dolayı iki kez istemediği halde aranan herkesin suç duyurusunda bulunması yerinde olmayacaktır.
Israrla gürültü yapmak suretiyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun işlenmesinde ortaya çıkan gürültünün ne olduğunun bir önemi yoktur. Bu bir müzik sesi olabileceği gibi herhangi boş bir gürültü de olabilir. Burada önemli olan husus, kişinin kasıtlı olarak bu gürültüyü çıkarmasıdır. Gürültü çıkarma ile suçun işlenmesinde bir sayı sınırlaması yoktur. Yani bir kez de olsa kasıtlı olarak gürültü yapan kimse, söz konusu suçun faili olabilecektir. Bu durum özellikle komşuluk ilişkilerinde bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat unutulmaması gereken şey şudur ki komşuluk ilişkisi, bazı gürültülere katlanma yükümlülüğü ortaya çıkarmaktadır. Örneğin bir evde tadilat gerçekleştiriliyor diye komşusu hakkında suç duyurusunda bulunan kişinin şikayetinin dikkate alınması pek mümkün değildir. Ancak burada eğer komşu, kişilerin huzur ve sükununu bozma amacıyla gürültüye neden oluyorsa suçun oluşması mümkün olacaktır.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu düzenleyen TCK 123’ün hukuka aykırı başka bir hareketle de işlenebileceğini belirtmiştik. Suçun bu şekilde ortaya çıkabilmesi için gerçekleştirilen hukuka aykırı hareketin başka bir suç oluşturmaması gerekmektedir. Örneğin bir kimsenin kapı zilini ısrarla basıp basıp kaçmak belirtmiş olduğumuz suçun oluşumuna sebebiyet verebilir. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarından gerçekleştirilen iletişim rahatsız edici olduğu halde ısrarla yapılıyorsa bu durumda da TCK 123’ün oluşması mümkündür.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun manevi unsuru ise kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki oluşturmaktadır. Yalnızca suçun maddi unsurları mevcutsa bu durumda söz konusu suçun işlendiğini söylememiz mümkün olmayacaktır. Failin saiki, suçun ortaya çıkmasında en önemli faktördür. Bu nedenle kişileri rahatsız etme amacı olmaksızın gürültü yapan bir kimse hakkında TCK 123’ten dolayı cezaya hükmedilmesi mümkün değildir.