Yerelde yaşayan halkın, karara katılma süreci oranında benimsenir ve kabullenilerek destek verilir. Yerelde yaşayan halkın, yaşama dair geleceğini risklere sokabilecek muhtemel kararlar, orada yaşayanları yok sayarak alınabiliyorsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.

Son günlerde, başta İstanbul’da yaşayanları olmak üzere, Trakya ve genelde Türkiye’yi ilgilendiren “Kanal İstanbul Projesi” tartışılmakta. “Kanal İstanbul Projesi” ülkemizin güvenliği, ekonomisi, sosyo kültürel yapısı gibi birçok hususta hepimizi doğrudan ilgilendirmektedir.

Anılan proje ile harita değişiyor. Bir yarımada daha çıkıyor. 16 bin kilometre karelik alana 8 milyon kişi yerleştiriliyor. Yapılacak kanal üzerine 5 köprü planlanıyor. Muhtemel savaş durumunda köprülerin tahrip edilmesi durumunda Trakya’nın savunmasına, sonra İstanbul’un savunmasına daha sonra ülkemizin savunmasına etkisi incelenmiş midir? Muhtemel bir doğa felaketinde tahliye nasıl olacaktır? Trakya’ya Askeri Birlikler nasıl intikal edecektir? Karadeniz’in güvenliği nasıl sağlanacak? Başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, ilgili kurumların görüşleri alınmış mıdır?

Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Karadeniz’den gelen gemilerin sayısı azalmıştır. “Boğazlardan gemi geçişini azaltmak” söylemine dayanan proje temelsizdir. Gemi kazaları endişesi de temelsizdir. Tarihte boğazda 1960’ta, 1979’da ve 1994’te olmak üzere üç önemli kaza meydana gelmiştir. Günümüze değin önemli ölçüde önleyici kontrol tedbirleri alınmıştır. Esasen “Kanal İstanbul Projesi” için harcanacak bütçeden daha az bir bütçeyle, Samsun-Ceyhan boru hattı yapılsa hem ülke ekonomisi için katkı olacak, hem de Boğazlardan geçecek tanker sayısı daha da azalmış olacak.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre Boğazlardan savaş gemileri geçememektedir. Kanal İstanbul ile yabancı ülkelerin savaş gemileri geçiş yapabilecektir. Savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesiyle Birinci Dünya Savaşı’na girdik. Savaş gemilerinin Boğazlardan geçememesi nedeniyle İkinci Dünya Savaşı’na girmedik. Kanal İstanbul, ülkemizi gelecekte zorunlu olarak taraf haline getirecektir.

Kanal İstanbul’da tanker veya gemi kazası sonrası nasıl müdahale edilecektir? Yakınlarındaki yerleşim yerleri zarar görmeyecek midir? Depreme hassas olan coğrafya, depremi tetiklemeyecek mi? Doğa katliamına neden olmayacak mı?

Halen ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik sorunlar dikkate alınarak inatlaşmadan proje iptal edilmelidir. İstanbul’un, Trakya’nın, Türkiye’nin geleceği için iptal edilmelidir. Demokrasinin gereği referandum yapılmalıdır. Şimdiden “HAYIR” diyorum. Referandumda Parlamenter Sistem yerine Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiş için “HAYIR” dediğimiz gibi “HAYIR, HAYIR”.