Komşulardan birinin yönlendirmesi üzerine Gırdak Hüseyin, Homa’da dul bir kadına dünürcü gönderir. Kız tarafı araştırınca, Gırdak Hüseyin’in içkici olduğunu öğrenir ve bu iş olmaz diye haber gelir. Konum komşu bunu bir de Homa Nahiye müdürü sağlıkçı Osman’a danışsak! Deyince, Gırdak Hüseyin müdürün makamına varır ve derdini açar…

Müdür, iri kara gözlerini ağartarak,

-Ulan Hüseyin Ağa, hem benden büyük hem de Almanya toprağı çiğnemiş insanın birisin, madem bana gelecektin, keşke işler olmaz duruma gelmeden gelseydin ya1…desede içi elvermeyip ben bir kızın babası ile görüşeyim deyip Gırdak Hüseyin’i köy yollar. Ertesi günü kızın babası Vehbi’yi makamına çağırtır,

Vehbi, kara yağız garibanın tekidir. Bulduğunca yer, bulduğunca içer, arada bir kumara da yeltenir…

Vehbi, ellerini önünde kavuşturup başını hafiften yana eğip usulca müdürüm beni çağırtmışsınız deyince müdür kara gözlerinin akını iyice belertip, eleyip gevelemeden lafa doğrudan girer,

-Sen kızını bizim köylü Hüseyin’e vermemişsin…

Vehbi, ne diyeceğini kestiremeyip bir sağa, bir sola eğrilirken usulca fısıldar…

-Ama müdürüm içkicinin, alkoliğin biriymiş…ondan ötürü…

Ulan, sen içmiyor musun sanki, benle bile kaç kez içtin, hatta abdiyi saptiyi kaçırdığında kaç kez seni evine ben yolladım…

-Ama müdürüm…

-Ne aması…? Adam içiyorsa içiyor…Sende içiyorsun…üstelik senin birde kumarın var…Kızını isteyende kumar mumar yok…Ben kızı verdim…Haydi yıkıl karşımdan! Deyince, Vehbi:

-Müdürüm sana bir şey diyeyim mi, ben aslında damat adayının içip sıçıyor olmasından olmazlanmadım, olmazlanmamım nedeni kızıma güvenemediğimden ötürü idi…

-Kızının nesi var da, güvenemiyorsun?

-Yukarıda Allah var, o da biliyor…Benim kız, geçimsiz şirretin biridir, zaten ilk evliliği de bu huyundan ötürü yıkıldı…aslında bu nedenle sizin köylüye olumsuz yanıt vermiştim…gittiği yerde yüz güldürmeyip gerisin geri benim kapıya gelip yüzümü yere eğdirir diye… yinede doğrusunu siz bilirsiniz, nasıl münasip görüyorsanız öyle olsun deyip nahiye müdürlüğünden çıktı…

Bir süre sonra evlendiler.

Çok geçmeden gelin müdürün kapısına dikildi,

-Beni nasıl getirdinse öyle götür!

Müdür, tamam dedi ise de sözünü yerine getirmedi…

Aradan bir süre geçince, evliliğin ilk günlerindeki sürtüşmeler azalıp çoluk çocuğa karıştılar…