Yıkanmalığa girip çıktıktan sonra giyindi. Pek alışık olmamasına karşın, gece oluşabilecek ter kokularına karşı yüzünü bol kolonya ile ovup nemlendirici ile nemlendirip arabaya binip çalıştırdı.

Yeğeninin evinin önüne gelip arabanın düdüğünü öttürdüğünde; göz kontroluna gidecek olan yeğeninin oğlu evden çıkıp arabanın ön koltuğuna oturdu. Ve araba yola koyuldu.

Yol uzak, araba eski, arabayı kullanan sürücü yaşlı, oto gazla çalışan araba, yaşlı sürücünün yönlendirmesine uygun önce köyün yeni yerleşim mahallesini, sonra Ahmet’çe parkının doğu ucundaki suni çimle kaplı ayak topu alanını geçti, ayaktopu alanını geçerken,alanda yürüyüş yapmakta olan iki bayan ve bir erkeğe, yaşlı sürücü el salladı…yürüyüş yapanlarda, araçla geçmekte olan yürüyüş arkadaşları olan yaşlı sürücüyü tanıyıp gülerek el sallayarak karşılık verdiler…

Arabanın sekseni geçme diye homurdanmasına aldırmayıp kah doksan, kah seksen beş kilometre ile giderken önce ilçenin köylerini, sonra da komşu bir iki ilçeyi geçip zıpır yokuşuna geldiklerinde geliş gidiş ikişer şeritli olan yol, sert geçen kış koşullarına dayanamayıp bozulmuş ve yolun ancak iki şeridi araç geliş gidişine ayrılabilmişti. Bu duruma iki üç aydır çözüm üretilmemesine içerleyen yaşlı sürücü; yirmi senedir yol-köprü-havalimanı yapmakla övünen, üstelik bu yol, köprü ve havalimanları için yabancı para birimleri üzerinden geçiş garantisi veren ülke yöneticilerine verdi veriştirdi…

Yeğeninin oğlunun göz tetkiklerinin tamamlanması sonrası yaşlı sürücü, önce deri profesörüne gitti, tetkik sonrası bozulmuş yüz noktalarına dondurulmuş gaz otaması sonrası, sürücü plastik cerrahiye yönlendirildi. Yönlendirildiği cerrah, bir kendisine gönderilen nota, bir yaşlı sürücüye baktı ve;

-Amca, yüzündeki daha önce parçası alınan oluşum hırlı bir şey değil, bu nedenle bu kütleyi kökünden temizlememiz gerek, ne dersin?

Yaşlı sürücü duraksamadan “Ne gerekiyorsa yap!”

Genç doktor önce bölgesel uyuşturucu yaptı, sonrada sürücünün üstünü, yalnızca işlem yapacağı bölgeyi açıkta bırakan su geçirmez bir örtü ile kapatıp eline ameliyat bıçağını aldı.

Ameliyat bıçağı oluşum üzerde kart kurt sesler çıkararak çalışırken yaşlı sürücü,

Evladım, ar damarı yüzün neresindedir?

Genç doktor bir an boş bulunup duraksadı, bıçağın kart kurt sesleri durdu…Sonra o da sürücüye ayak uydurup,

Tıpta öyle bir damar yok bunu kuşkusuz sende biliyorsundur, niye sordun?

Evladım bunca yıldır ar’ımız namusumuzla yaşayıp gidiyoruz…Es kaza ar damarı şimdi kestiğin yerlerde olurda, bu yaştan sonra zıvanadan çıkarız…bundan korkuma bir uyarayım demiştim…

Genç doktor başladı katıla katıla gülmeye….

İlahi amca!…

Yaklaşık bir saatlik uğraşı sonrası genç doktor ameliyatı sonlandırıp açmış olduğu yarayı özenle dikti.

Yaşlı sürücü ve genç delikanlı; yaşlı aracın yanına geldiler. Yaşlı sürücü emniyet kemerini takıp, vitesi boşa alarak kontağı çevirdi…aracın motoru bir süre gıy gur etti ise de çalışmadı. Bir süre gazda, benzinde uğraştılarsa da yaşlı aracın inadı tutmuştu bir kere…çalışmıyordu. Sağı solu arayıp tamirci bulmaya çalışırken, bazı tamirciler ‘çekici ile bize getirin bakalım’ derken, bazıları ‘bekleyin biraz sonra bakarız!’ türü konuşmaları duymuş olan yaşlı araç bakmış olmalı ki pabuç pahalı nazlanarak benzin konumunda çalıştı. Yaşlı sürücü bir yandan aracın çalışmasına sevinirken bir yandan da kara kara dünyanın en pahalı benzinini yakacak olmasına hayıflanıyordu…

En yakın benzin istasyonuna varıp benzin deposunu doldurup eve doğru yola koyuldular…

Arada arabayı tekrar gaz konumunda çalıştırmak istedilerse de yaşlı araç, benzinle yol almayı çok özlemiş olduğundan, onların bu isteklerine katılmadı…