1- Boş boş yüzme.

Havuza girip, hiçbir hedef olmadan 1500–2000 metreyi, çok ilginç teknik hatalarla, çok ilginç bir tempo ile laf olsun torba dolsun diye yüzüp çıkan kişiler var. Sanırım antrenman loglarını kabartmak istiyorlar.

Yanlış teknik, eklemlerde, kemiklerde, kaslarda, yanlış bir hareketin binlerce kez tekrarlanmasına neden oluyor. Sürekli sağından nefes alan, nefes almak için kafasını kaldıran bir yüzücünün boynunda fıtık, kireçlenme oluşabiliyor. Boynu diğer tarafa çevirmekte sıkıntılar çıkıyor.

Yanlış teknik, yanlış kas hafızasının oluşmasına da neden oluyor. İşte bu geri dönülmez hataları yerleştiriyor.

Yapılan her antrenman fayda getirmekten çok, geri dönülmesi zor bir yıkıma götürüyor.

Her antrenman teknik, hız, mesafe, keyif açılarından sizi geliştirmeli.

2- Haftada iki antrenman hiçbir işe yaramaz.

Haftada kaç antrenmanın yapılması gerektiğinde dair kesin bir sayı yok fakat 2 antrenmanın ne fiziksel ne de zihinsel olarak gelişim sağladığı konusunda koçlar hem fikir.

Haftada 3 antrenman bizi dinç tutar, 4 antrenman fiziksel olarak geliştirir. 5 antrenman ise zihinsel olarak da geliştirir.

4 antrenman yapılıyorsa bunlardan biri mesafe, biri teknik, biri hız odaklı olmalı, diğeri ise iyileşme (recovery) amaçlı olarak sakin bir set barındırmalıdır.

Antrenmanın hangi günlere dağıtılacağı konusunda ise fikir ayrılıkları var. Benim en çok kafama yatan şu: Sabit bir günü dinlenme günü olarak ayırma (yani perşembeleri dinlenme günümdür deme)

3- Sabit dinlenme günlerin olmasın

Sabahları dinlenik nabzını, tansiyonunu ölç. Eğer normal nabız ve tansiyonundan çok yüksekse iyi dinlenememişsin ve overtraining yapmak üzeresin demektir. Günü ya tamamen dinlenme günü ilan edebilirsin ya da akşamına hafif bir teknik antrenman yapabilirsin.

Eğer normal dinlenik nabzına çok yakın bir nabzın varsa antrenman yapabilirsin.

Bu teknik, her antrenmanının şiddetini de ayarlamanı sağlıyor. Eğer, bir antrenman, 2 gün boyunca dinlenik nabzını tavanlara vurduruyorsa büyük ihtimalle bu şiddet için henüz hazır değilsindir. Ya set aralarını uzatman gerekir ya da mesafeleri kısaltman gerekir, ya da hedef süreleri… Çünkü 2 gün üstüste çalışmamak bir seçenek olmamalı.

4- Sırt üstü de yüz, kelebek de…

Her teknik bir diğerini daha iyi uygulamamızı sağlıyor. Bu çok net.

Sırtüstü yüzerken, ayaklar ile kolların senkronizasyonunu çok daha net algılayabilirsiniz.

Sol ayak vuruşunu yaptığınız anda sağ kulacın ne kadar da güçlü su çektiğini anlayabilirsiniz. El-ayak koordinasyonunu tekrar yakalamak için aynı ayakla iki kere üstüste vurduğunuzda ya da bir vuruşu atladağınızda hemen fark edebilirsiniz. Bunu serbest stilde giderken anlamak biraz daha zor oluyor.

Aynı şekilde sırtüstü yüzerken, ayakları geniş açtığınızda, o hayali küçük silindirin dışına çıkardığınızda nasıl yavaşladığınızı ve ayak-kulaç senkronizasyonunu kaybettiğinizi fark edebilirsiniz. Sırtüsü setinden sonra ters dönerek serbest stil yüzdüğünüzde koordinasyonunuzun çok düzeldiğini de fark edeceksiniz.

Her işte olduğu gibi bu işte de, hatanın farkında olmak inanılmaz önemli. Sadece farkında olduğumuz hatalarımızı düzeltebiliriz.