Ağır aksak gittikçe ıralaşırken meyhaneden
gelmiştim karanlıkça bir sokağın ayak ucuna;
bir süre öylece durup
bekledim…
Sokağın soluklarına karışmıştı
hemen yan evdeki yaşlı ninenin soluk alış verişleri
ve

az ötedeki evde ateşler içinde kıvranan çoçuğun derin derin solumaları
Belli belirsiz bir evden geliyordu:
uykusuz çarşaf ya da yorgan hışırtıları
Kimbilir belki erini yitirmiş bir kadın
belki de uyku tutmamış yalnız bir adam
eşlik ediyordu
bu çarşaf hışırtılarına…
Usulca girdim sokağa;
içimde yaşlı ninenin zor duyulan solukları,
ateşi düşmeyen çocuğun sayıklamaları…
Köhne, karanlık bir evin kapısını araladım…
İçeri adım atınca;
Evi taşasıya doldurmuş
yalnızlığın soğukluğu kucaklayp öptü beni…
Kulağıma
“seni seviyorum!”
diye fısıldayarak.