Şişmanlık olarak tanımlanan beden kütle indeksinin normal değerler üzerinde olma durumuyla beraberinde gelen bir takım sağlık sorunları vardır. Bu sağlık sorunlarından biri de bilindiği üzere uyku problemidir. Dikkat çeken bir diğer durum ise uyku problemlerinin de şişmanlığa neden olmasıdır. Uyku düzeni ve şişmanlık arasında karşılıklı bir ilişki varlığı söz konusudur. Her şişmanın uyku problemi var mıdır? Uyku problemi olan her birey şişman mıdır?

Canlılar, yaşamsal faaliyetlerini düzenleyen hormonal ritimlere sahiptir ve bu sahip oldukları ritimlerin genel adı ‘Biyolojik Ritim’dir. Biyolojik ritim, siyano bakterilerden insanlara kadar birçok canlı organizmanın dış dünyada tekrar eden fiziksel etkenlere karşı gösterdikleri biyokimyasal, fizyolojik, döngüsel ve davranışsal yanıtlar olarak tanımlanmaktadır. İnsanlarda uyku-uyanıklık, vücut sıcaklığının düzenlenmesi, hormon düzeylerindeki değişiklikler, duygulanım durumları ve bazı zihinsel işlevler sirkadiyen ritim adı verilen günlük bir ritme sahiptir.

Günlük aktiviteleri düzenleyen 24 saatlik gece-gündüz döngüsü varlığı söz konusudur. Bu döngüsel saat sistemi yaklaşık bir gün boyunca çalışır. Bu saat sisteminin bütünlüğü ve zamansal uyumundaki bozulma, hormonal dengesizliklere, uyku bozukluklarına, kansere ve diğer sağlık problemlerine karşı duyarlılığa ayrıca yaşam süresinde azalmaya yol açmaktadır.

24 saatlik var olan hormonal düzenin temel zamanlayıcısı ışıktır. Gece-gündüz oluşumu ve melatonin hormonu adı verilen uyku hormonu arasında bir ilişki vardır.

Beslenme zamanlaması ve sirkadiyen saatler birbirine sıkı sıkıya bağlıdır, çünkü besleme programı organlarda hormonal anlamda belirgin etkilere sahiptir. Beslenme zamanlamasının düzenli olmaması metabolizmayı olumsuz etkilemektedir. Beslenme programlarında, tüketilecek besinin seçiminde sadece besin değerini değil, seçilen besinin ne zaman tüketilmesi gerektiği de önemlidir.

İnsanlarda glikoz, insülin, insülin direnci, lipit seviyeleri, enerji harcaması ve iştahta sirkadiyen ritimler söz konusudur. Bu ritimlerin birçoğu sabah ya da öğlen saatlerinde zirveye ulaşır, bu da gündüzün erken saatlerine denk gelir. Gündüz saatleri yemek yemek için en uygun zamandır. Gece yemek yemek hormonal sistemi bozmaktadır, bu durum kilo alımına yol açar.

Ritimlerdeki bozulmalar metabolizmayı bozar ve metabolik hastalıkların oluşumuna neden olur. Kısaca Sirkadiyen ritmin düzensizliği insülin direnci, obezite, kalp hastalıkları ve kansere yol açmaktadır. Uyku-uyanıklık durumunun düzenlenmesi obezitenin ve obezite ile beraberinde gelen hastalıkların önlenmesine yardım eder.

Uykusuz kalmak ya da uyku düzeninin bozulması, gece yemek yemek gibi yanlış zamanda beslenmek insanlarda metabolik sağlığı bozmaktadır. Uykusu düzensiz ve yanlış zamanda beslenen bireyler sirkadiyen ritmi bozmakta ve kilo almaya başlamaktadır. Kilo alımıyla beraber bağlantılı hastalıklar da baş göstermektedir.

Şişmanlığın varlığı söz konusu ise ilk aşamada uyku düzenlenmeli ve gece beslenmelerine, düzensiz beslenmelere son verilmelidir.