Yine bir kurban bayramı öncesi, önceden kararlaştırmamış olmamıza karşın aynı anda çoluk çocuk dört bacanak kapının önünde toplanmış kapının açılmasını bekliyorduk…Kapı açıldı; kapıyı açan kayın peder hepimize sıcak bir “Hoş geldiniz!” deyip önce büyük bacanak İdris’e kara kucak sarılıp,

-Hoş geldin İdris’im, deyip yanaklarından öptü, sonra iki numaralı damadı Veli’ye dönüp aynı hararetle olmasa bile ona yakın bir muhabbetle sarılıp ‘hoş geldin oğlum!’ deyip yanaklarından öptükten sonra sıra üç numaralı damat olarak bana geldi, birbirimize sarıldıktan bir süre sonra ‘Hasan’ım hoş geldin!’ Diye fısıldadı. Sıra Sefer’e gelmişti, kucaklaştılar…Kayın pederin ağzından Sefer sözü çıkmamıştı…

Aradan bir süre geçmiş bir vesile ile ben çocuklarla yine kayın peder ziyaretinde idim. Kapıyı bize bu kez kayınvalide açmıştı. İçeri girip sarılıp öpüştük…Bir ara kayınpeder kayınvalidenin kulağına eğilip beni göstererek,

-Bu kim? Diye fısıldayınca, aklıma bir önceki gelişimizde Seferi hatırlamaması geldi, içimden kıs kıs gülerken bu iş sıra ile gidiyorsa sıra gelecek sefer Veli’de diye işi şakaya vurdum…

Doğu illerimizin birinde subay olan Veli bacanak, yoğun işleri nedeni ile o aralar kayınpederini ziyaret edemediği için ‘unutulma’ burukluğunu yaşayamamış…

Aradan bir süre geçtikten sonra büyük bacanak İdris, bir bayram öncesi kapı ziline bastığında olacak ya kapıyı kayınpeder açar ve İdris’e dik dik bakıp ‘buyurun kime bakmıştınız ?’der…

Kayın peder gençliğinde iyi hovarda imiş…Kırdığı ceviz bini aştı diye söylenir dururdu garip kaynanam…Fadime, diye bir kadına bayağı tutkunmuş…Biz damatlar unutulmamıza, hanımların dalga geçmelerine ister istemez alışmıştık veya alışmış görünüp aldırmıyorduk artık…

Yine bir vesile ile bir araya geldiğimizde kayınpeder, en küçük baldıza bakıp bakıp “Fadime hoş geldin canım, ne iyi ettin de geldin, bilsen seni ne kadar özledim…!” demez mi. Ondan sonra her gördüğü kadına “Fadime!” demeye, kapı çalsa Fadimem mi geldi diye kapıyı açmaya yeltenmeye başladı…

Önce küçük baldıza takıldık “Fadime, Fadime!” diye. Sonra evde Fadimeler çoğaldı.

Fadimelerle dalga geçme sırası biz damatlara gelmişti

Garibim kayınpeder son soluğunda bile “Fadime! Fadime!” Diye inleyerek göçüp gitti.