Ülke her gün yeni bir gündemle sarsılmakta,bunu yaşıyor ve görüyoruz.Tek adam ya da kısaca “Başkanlık Sistemi” bırakın ülkeyi “uçurmayı!” ,yüzlerce sorunu içinden çıkılmaz halde karşımıza getirdi.Bu köşeyi en verimli kullanabilmek adına,bunları ayrı ayrı, yerelde ve genelde önümüzdeki günlerde yazmayı düşünüyorum.

Bugün beni en rahatsız eden “Bağımsız Ulusal Devlet ”kimliğimizin( giderek) uzunca bir süreçte örselenmiş ve yok olma sürecine itilmesidir.

Nedir bağımsızlık?dış güçlerin etkisi,baskısı altında kalmadan,iç ve dış işlerde tam egemenliğe,yönetim,karar,eylem özgürlüğüne sahip olmaktır.

Milliyetçilikse, ulusal kimliği olan topluluk oluşturarak;Ulusal çıkarları,onuru ,saygınlığı sağlayıp korumak,toplumsal refahı en üst seviyelere taşıyacak ekonomik bağımsızlığın takipçisi olmaktır.

Ulusal birliğin ve kimliğin oluşmasının ana öğelerinden biri de “dil birliğidir”.

Türkiye Cumhuriyeti,”özenenleri” olmasına rağmen ne batı ne de Ortadoğu İslam ülkesidir.

Türkiye Cumhuriyeti,Türk varlığını korumayı,yüceltmeyi amaçlayan bağımsız ,ulusal özellikleri olan bir devlettir.

Kısaca yaptığım bu saptamalardan sonra,tıpkı Kurtuluş savaşında “Lozan’a”ulaşmak için,bugün bize yeniden dayatılmaya çalışılan “Sevr’e”karşı sağcısı,solcusu,ülkücüsü,muhafazakarı yani hepimiz birleşmek zorundayız.

Birleşeceğimiz asgari müşterek nokta;”Demokratikleşme ve Türkiye bütünlüğünü koruma” odaklı olmalıdır.

İleride daha teferrruatlı,örnekli yazılarda buluşabilmek dileğimle..Sağlıcakla kalın.