Bu teşkilat, benim dahi hatırlamakta zorlandığım, çok faaliyet yaptı. Taşeronlaşmayı herkesin sustuğu dönemlerde yerden yere vurduk. Kadro dışı, sözleşmeli, vekil tüm istihdam türüne karşı durduk, iş güvencemizi, memurluk kavramının önemini vurgulayan eylemler, açıklamalar, çok büyük mitingler gerçekleştirdik. Kadro dışı istihdam konusunda yaptıklarımız yazılsa bir kitap olacaktır.

2010 yılında, her türlü riski göze alarak, malum örgütün emniyet ve yargıda en güçlü olduğu bir dönemde, KPSS’ DE hırsızlık yapıldığını önce iddia ettik, sonra ispatladık. Bunu yaparken hakkımızda bilgi kirliliği yaratmaya yönelik gazete ve Tv lerin haberlerine eyvallah etmedik. Geldiğimiz günde, dün bizi suçlayanlar, şimdi bizi geçmek için ne nağmeler dile getirir oldu.

Gençlerimizi, ataması yapılmayan öğretmeni, yüz binlerce İİBF’li işsizi, milyonlarca genç işsizimizi hiç unutmadık. Genç işsizliğin çözülmesi için en radikal tedbirlerin alınması gerektiğini hep anlattık, muhataplarımızın yüzüne ifade ettik. Bu konuda yapılan her türlü eylem ve etkinliğin maddi ve manevi olarak tam göbeğinde olduk.

Memurları masada satanların ipliğini pazara çıkardık. Memur ve emeklilerimizi temsil etmede zerre kadar aczi yet göstermedik. Asla susmadık, hep Hakkı tutup kaldırmayı hedefledik. Her zeminde, en üst düzey görüşmelerde, işi ehline verin, ayrımcılık yapmayın, hukukun üstünlüğünden sapmayın dedik, uyarı görevimizi en üst seviyede yerine getirdik.

Kapımızı çalanların, yardımımızı isteyenlerin mezhebini, meşrebini sormadık, kimsenin siyasi tercihlerini sorgulamadan elimizden gelen yardımı esirgemedik, en zor zamanlarda dahi kimsenin yüzüne kapılarımızı kapatmadık.

Biz bunları yaparken başkaları, her türlü kirli yöntemi yol olarak gördü, üzüldüğümüz tek şey, bu kirli, kokuşmuş yöntemlere göz kırpmadan teslim olanların çokluğudur.

Burada yazmayı unuttuğum yüzlerce faaliyetimizi hatırlayanlar olacaktır. Şimdi geldiğimiz yer, kamu hayatı bakımından herkesin şapkasını önüne koyması gereken bir noktadır. Haklarına sahip çıkmayan, anlık tavırlar sergileyenlerin sendikal tercihleri bizleri nerelere sürükleyecek bir boyut kazanacaktır? Bunu hep birlikte göreceğiz.

Nefislerinin esiri, egolarının kölesi olanlar, her olayı şahsi menfaat penceresinden değerlendirenler bizi, elbette dün de anlamadı, bugün de, yarında anlamayacaktır. Biz bize yakışan tavırla tavırlanmaya devam edeceğiz. Şunu gururla ifade etmek istiyorum, TÜRKİYE KAMU SEN HER OLAYI VATANSEVERLİK, HAK VE ADALET ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİREBİLEN 1 SINIF VATANSEVERLERİN YERİDİR. Bu çizgiyi kaçıranların bugün görebilmesi dileğiyle.