Döviz fiyatlarının önlenemez yükselişi,enflasyon,işsizlik,geçim zorluğu gibi konular siyasi iktidarı çok zorluyor.Ülkenin yangın yerine dönmesi , sanki 2023 tarihinde yapılacak seçimleri öne çekecek gibi.Cumhurbaşkanlığı sisteminin dayattığı ittifaklar zorunluluğu bazı partilerde öylesine tutarsızlıkları ortaya çıkardı ki, daha birkaç yıl öncesinde kendi söylemlerini bugün reddeder oldular.AKP, iktidar olabilmesinin karşılığı olarak yaptığı ilk icraat; ABD endüstriyel tarım devi Cargill e verdiği imtiyazlardı.Sonrasında benzer imtiyazlar başka “yatırımcıya da” verilmiş.. ve.. sonuçta Türk tarımı adım adım bitirilmiş oldu.Sanayii zayıflatıldı.Kendi mali sermayesini çeşitli sermaye transferleriyle, özelleştirmelerle,,vakıflarla,belediye kaynaklarının kullanılmasıyla,adrese teslim ihalelerle ve varlık fonunun yönetimiyle güçlendiren iktidar,artık ne yapsa koltuğunu koruyamayacak hale geldi ..Öylesine bir borç yükü altına girdi ki..Ülke küçüldü,zengin daha bir zenginleşti,fakir daha fakirleşti…Orta direk diye adlandırılan kesim kalmadı..zengin fakir uçurumu arttı.

Dış politikada kimseye yaranamıyoruz..Mısır la aramızın bozulması Doğu Akdeniz de dengeyi aleyhimize çevirdi.Libya da ki belirsizlik “mavi vatanı” tehditlere açık kıldı..Suriye de YPG kürt oluşumu giderek ABD desteğiyle kalıcı olacak gibi.Rusya güney komşumuz oldu.Ekonomiyi canlandırma ancak yeni borç bulmakla mümkün hale geldi.Borç vereceklerse, siyasi taviz koparma hesabında..Tarihte Kıbrıs ı İngilizlere satmıştık,yeni tavizleri verebilir mi bu iktidar?

Ülke sığınmacıların toplama kampına döndü.Dünya onları kabul etmiyor,biz AB yardımı alacağız diye kendimize bin bir mazeret uydurarak sınırlarımızı kapatamıyoruz.Kendi vatandaşımızdan esirgediğimizi yabancılara sunuyoruz.Her geçen gün bir öncekini aratır hale geldi.Bunları herkes görüyor sanıyorum .Taraflı tarafsız kabullenebilinen saptamalar bunlar!..

Türkiye borcu, borçla çevirme ekonomisini seçen bu iktidardan kurtulabilecek mi? Emperyalizme karşı bağımsızlık diyecek mi? Tek adam rejimine karşı, parlamenter sistemi yeniden kurabilecek mi? Bağımsız bir yargı, biat etmeyen milletvekilleriyle oluşmuş bir meclis, her türlü denetime açık, gösterişi, şatafatı, israfı sevmeyen tevazu sahibi bir iktidarı seçebilecek mi? Bütünlüğümüz için elzem olan “laikliğe” sahip çıkabilecek mi?

Gelin bu “kutuplaştırma” oyununu bozalım. İktidar muhalefet arasındaki duvarı yıkalım, sağırlar dialog larına son verelim. Yoksa bu strateji güdülerek yapılacak bir seçim, böylesi bir ortamda önü alınmaz felaketlere yol açabilir. Demokrasiye sahip çıkalım.

Sağlıcakla kalın.