Genellikle yaşamı tehdit eden bir olaydan sonra başlayan ve yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Travma yaratan olayın yaşanmasından sonra, o olayın düşlerde ve günlük yaşamda tekrar yaşanması, o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir anksiyete bozukluğudur.

Savaş, kaza, doğal afet, hırsızlık, tecavüz, katliam gibi şiddet olaylarını bizzat yaşayan veya bunlara tanık olan kişilerde olaydan uzun zaman geçtikten sonra bile kalıcı bir travma yaşandığı uzun süreden beri bilinmekteydi. Ancak Travma Sonrası Stres Bozukluğunun (Post Traumatic Stress Disorder) bir psikolojik bozukluk olarak tanınması ABD’de 1970’lerde Vietnam Savaşı dönemine rastlar. Savaştan geri dönen askerlerde savaşta karşılaştıkları sinir bozucu olayların tekrar yaşandığı, olayları uzaktan veya yakından hatırlatan durumlardan şiddetle kaçındıkları, uyku uyumakta zorlandıkları, eş, dost ve aile ilişkilerinde güçlüklerle karşılaştıkları, dikkat dağınıklığı, kolayca irkilme ve öfkelenme eğilimi gösterdikleri gözlenmiştir. Sonuç olarak Travma sonrası stres bozukluğu,1980 yılında Amerikan Psikiyatri Birliğince yayınlanan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabında bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanmıştır.

Bazı bireyler bu hastalığı tam olarak yaşamayabilir. Bulgular, genellikle travmatize edici olaydan üç ay sonra başlar ve şiddeti kişiye göre değişir. TSSB’ nin tedavisinde psikoterapinin temel taşı olduğunu belirten araştırmacılar ilaç tedavisi ile bedenin gösterdiği istemsiz tepkileri kontrol altına alarak tedaviyi güçlendirdiklerini ifade ederler.

TSSB’ de ilaç tedavisinin amaçları şu şekilde sıralanabilir:

* Kendine zarar verici belirtileri azaltmak,

* Kaçınma belirtilerini düzeltmek,

* Aşırı uyarılmayı azaltmak,

* Depresyonu ve zevk almamayı gidermek,

* Dissosiyatif ve psikotik belirtileri kontrol altına almak.

TSSB meydana gelmesinde daha önce var olan bozuklukların ve ailede psikolojik hastalık öyküsünün bulunmasının risk etkeni olduğu bilinmektedir. TSSB olan hastalarda bu hastalık ile aynı anda ya da yaşam boyu psikolojik bir hastalık görülmesi olasılığı yüksektir. Psikolojik bir başka bozuklukla birlikte görülen TSSB belirtilerinin kronikleşmesi olasılığı da daha yüksektir.