Üreticilerin bugün geldiği nokta sürdürülebilir bir durum değildir. Üreticiler, kredilerle kredileri kapatmaya çalışırken daha fazla borçlanmaktadır. Üreticiler borç batağında, ipotekli, hacizli durumuna düşmüşler. Ülke kaynaklarının savurgan bir şekilde kullanılması, üreticinin bitirilmesi, betonlaşmanın yatırım olarak sunulması, ekonominin borçlanma ile finanse edilmesi sürdürülebilir bir durum değildir.

Yüksek girdileri oluşturan mazot, gübre, su, elektrik, tohum ve ilaç maliyetleri nedeniyle çiftçi üretim yapmakta zorlanıyor. Pahalı mazotun nedeni yüksek petrol fiyatları değil, Türkiye’de uygulanan yüksek oranlı vergilerdir. Son yıllarda tarım sektörü ihmal edildi. Kendi haline bırakıldı, adeta unutuldu. Katma değer yaratan, stratejik bir sektör olarak görülmedi. Ekonominin sırtında bir yük olarak görüldü. Seçim dönemlerinde yüksek fiyat verilerek kırsaldan oy alındı.

Şeftali üreticileri ve elma üreticileri yerel komisyoncuların eline bırakılmış, Ayçiçeği üreticileri ise yerel komisyoncuların insafına terk edilmiştir. Çiftçiler, son on yedi yılda iki Trakya büyüklüğündeki alanı girdilerin yüksek olması nedeniyle ekemiyor. Hangi ürüne ne kadar prim verileceğini önceden öğrenemiyor, ürününü satamıyor. Destekleme fiyatları önceden açıklanmıyor.

Tarım kesimi zor durumda, kaderine terk edilmiş durumdadır. Tarım kesimi can çekişiyor. Vakit geç olmadan küçük aile çiftçilerinin kullandığı mazot, ilaç, tohum ve gübreden vergi alınmamalı. Çiftçinin ürününü satamama veya bedelini alamama endişesi ortadan kaldırılmalı. Denizli-Çivril ve diğer ilçelerdeki tarım kesiminin sesi duyurulmalı.

Tarımın yapısal sorunlarının çözülmesi, kırsal kalkınma politikalarının tarım politikaları ile uyumlu hale getirilmesi, üretici eğitim ve refah düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal desteklemelerin amacına uygun olarak sürdürülmesi, iklim değişikliğine karşı daha rasyonel önlemlerin ve politika araçlarının geliştirilmesi gerekmektedir.

Tarımda üreten olmalıyız, ithalatçı değil ihracatçı olmalıyız. Saman ve buğday gibi ürettiklerimizi değerlendirmeliyiz. Tarım Kanunu gereğince tarım kesimine verilmesi gerekenleri tarım kesiminden esirgememeliyiz. Tarımda girdileri oluşturan tohum, gübre, yakıt, sulama ve ilaçlama gibi maliyetleri düşürmeliyiz.

Tarımsal kredi borçlarının faizleri, anaparayı geçmiş durumdadır. Tarım kesimini faizlerden kurtarmalıyız. Üretici Kayıt Sistemi’ni yaygınlaştırarak sisteme kayıtlı üreticilerin SGK primlerinin tamamının devlet tarafından karşılanması sağlanmalı.

Tarım ürünleri, üretim araçlarını ve hayvanları, sisteme kayıt edildikleri anda primleri devlet tarafından karşılanacak şekilde, tarım sigortası kapsamına dâhil edilmeli. Çiftçilere verilen desteklerden dosya parası, genel giderler vb. adı altındaki kesintiler kaldırılmalı.

Tarımsal destekler çiftçinin girdi maliyetleri hesaplanarak, üzerine çiftçinin karı eklenerek bir yıl önceden açıklanmalı. Destek oranlarında enflasyon oranları dikkate alınmalı.