Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, sadece hastalık ve sakatlık olmaması değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal yönden tam olarak iyilik hali olarak tanımlamaktadır. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ”hiçbir ekonomik zorunluluk insan sağlığına zarar verecek bir işlemin nedeni olamaz” diyerek insan sağlığına verdiği önemi belirtmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda sağlık vazgeçilmez bir vatandaşlık hakkı olarak vurgulanmaktadır ve vatandaş sağlığının devlet güvencesinde olduğunu belirtilmektedir.
Beslenme, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin insan vücuduna alınması ve kullanmasıdır. Beslenme, anne karnında başlayan ve yaşanılan sürecin ilerlemesiyle beraber, arkadaş çevresi, aile yapısı, meslek gibi birçok dış etkeninde değişmesiyle birlikte şekillenen yeme alışkanlıklarıdır.
Sağlık davranışlarını etkileyen çeşitli faktörler vardır ve sosyal medyanın bir kişinin toplam diyetine katkıda bulunan ilgili bir faktör olabileceği düşünülmeye başlanan bir konudur. Sosyal bilimciler, medyanın ve teknolojinin artık insanların psikososyal deneyimlerinin düzenli bir parçası oldukları için doğrudan bir etkiye sahip olduğunu ileri sürmektedir. Medya ve teknolojinin artık ekolojik sistemin beslenme davranışında bireysel faktörler seviyesinin bir parçası olduğu ileri sürülmektedir.
Sosyal medya ve teknoloji günlük yaşamın normal bir parçası olarak görülmektedir. Gençler günde 11 ila 12 saatlerini teknoloji ve medya ile harcamaktadır. Bu sosyal platformların sağladığı en popüler özelliklerden biri fotoğraf paylaşımı ve 18-29 yaş grubunun %79’u çevrimiçi çektikleri fotoğrafları paylaşmaktadır. Facebook en çok erişilen sosyal paylaşım sitesi olmaya devam etmesine rağmen, gençler ayrıca Twitter, Instagram ve Pinterest gibi ek sitelere de oldukça çok erişim sağlamaktadırlar. Ek olarak, gençlerin büyük bir kısmı Snapchat mobil uygulamasını kullanmaktadır. Yetişkinlerin teknoloji ile geçirdiği zaman miktarını ve mevcut çeşitli sosyal medya platformlarını göz önüne alarak, sosyal medyanın yetişkin yaşamının normatif bir yönü haline geldiği anlaşılmaktadır.
Yetişkinler, gün içinde medya ve teknolojiyle diğer faaliyetlerine oranla daha fazla zaman harcamaktadır. Sosyal etkileşimi kolaylaştıran sosyal medya özellikle gençler arasında tercih edilen ortamlardır. Gençlerin gelişim süreci çeşitli kaynaklara dayanmaktadır ve bu kaynaklardan biri sosyal medyadır. Bireysel ve çevresel etkenler sağlık davranışlarını etkilemektedir ve sosyal medya gençlerin sağlığını etkilemede önemli bir faktördür. Sağlık davranışlarının potansiyel öneme sahip olması ve bu gelişim döneminde teknoloji kullanım sıklığı nedeniyle sağlık davranışları yani diyet ve egzersiz üzerindeki etkisinin olumsuz yönde olduğu bilinmektedir.
Sosyal medya kullanımının beden ve vücut ağırlığı memnuniyetsizliği, vücut ideallerinin değişmesiyle gelen depresif belirtiler ve düzensiz yeme ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle, yakın zamanlardaki sosyal toplulukların yeme bozukluğu gösterdiği medya platformlarında ortaya çıkmıştır. Bu sosyal topluluklar ve onların hızla yayılması, sağlıksız diyet ve egzersiz programlarına erişilebilirliği kolaylaştırmaktadır.
Sosyal medyanın kişiler üzerine yüklediği mükemmelliyetçi algı “0 beden olmak”, “ince belli olmak” ve hatta “kaslı, üçgen vücutlu olmak” doğrultusundadır. Bu durum özellikle gençlerin beden algılarını bozmakta ve yemek yeme davranışlarında sorunlara yol açmaktadır. Yemek yemede yaşanılan sorunlar kendini kusturma, düşük kalorili beslenme ve az yemek doğrultusundadır.