Günümüzde hakaret ve iftira en çok internet üzerinden yapılmaya başlanmıştır. Özellikle Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla oluşturulan sahte profiller aracılığıyla söz konusu suçlar işlenmektedir. Suçların failleri bu eylemlerini internet cafelerden yapmayı tercih etmekte son zamanlarda da log kayıtları tutulmayan pastane, cafe ve alışveriş merkezleri gibi kablosuz internet hizmeti sunan mekanlarda dizüstü bilgisayar ve cep telefonu aracılığıyla yapmaktadırlar. Bu şekilde işlenen hakaret suçlarında asıl faile çoğu kez ulaşılamamaktadır. Şikayetçiler savcılıklara suç duyurusunda bulunmakta ancak Facebook, Twitter, Youtube gibi sosyal paylaşım siteleri ile resmi yazışmalarda yaşanan zorluklar gmail, hotmail gibi e-posta hizmet sağlayıcılarından bilgi edinmenin zorlukları, soruşturma sürecini yavaşlatmakta hatta bazen tamamen duraklatmaktadır. Savcılıklar tarafından gerçek faillerin bulunamaması nedeniyle veya hayali kimlikli kişilere ulaşılması nedeniyle sıklıkla takipsizlik kararı veya daimi aramaya alma kararları verilebilmektedir.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook eğlence unsuru olmaktan çıktı. Sahte isimler kullanarak siyasilere, ünlülere ve üst kurum çalışanlarına sanal alemde küfür, hakaret ve tehditler savrulmakta ve asılsız iddialar öne sürülmektedir. Tüm mağdur olan kişiler soluğu savcılıkta almakta ancak; internet sitelerinin denetimi ve yaptırımlarla ilgili ciddi problemler olması nedeniyle genellikle olumlu bir sonuca varılamamaktadır. Kendisine hakaret edilen siteyi veya sayfayı kapattırmak isteyen kişiyi zorlu bir süreç beklemektedir.

Üyelerinin kimlik bilgilerini depolayan sosyal paylaşım sitesi Facebook, dolandırıcıların işini kolaylaştırıyor. Kişisel verilere ve resimlere ulaşan Hacker’lar bunları tehdit amacıyla kullanıyor. Facebook mağdurlarının başında ise sanatçılar ve siyasiler geliyor.

Hakaret ve tehdit eyleminin oluşumunda baz alınacak kanun Türk Ceza Kanunu’dur, olayın bilişim hukuku ile ilgili bölümü yalnızca suçun işlenişi bakımındandır.

Bilişim Hukuku ile ilgili katılmış olduğum sertifika programlarında bahsedilen ve hayal ürünü gibi gelen “sahte açılmış facebook hesabından aynı yerde yaşadığı esnafa veya meslektaşına yapılan hakaret niteliğine varan paylaşımlar” şeklindeki örnekler günümüzde çok yaygın şekillerde görülmektedir.

Facebook hesabında hesap sahibi, kendi profil sayfalarında hakaret ve tehdit eylemini gerçekleştirebileceği gibi, bir diğer kullanıcının profilinde veya mesaj yordamıyla da bu suçları işleyebilir. Yine fotoğraflara, paylaşılan verilerin altına yorum ekleyerek bu suçları işlemiş olabilir.

Hakaret suçu şikayete bağlı olduğundan, şikayet olmaksızın suç kendiliğinden takip edilmez.

Burada önem arz eden konu, suçu ispat edebilmektir. Suçun işlendiğinin ispatı yalnızca bir yazıcı çıktısı veya ekran görüntüsü ile mümkün değildir. fakat delil değeri, hukukçularca değerlendirilir ve kanaatimce ekran görüntüsünün çıktısı , zaruri olmayan durumlarda delil olarak nitelendirilemez.

Elektronik ortamda işlenen bir suç dolayısıyla elektronik deliller kullanılmalıdır. Sahte hesap açılarak suç işlenebildiği üzere , delil niteliği yine hukukçularca değerlendirilecektir. Ayrıca yine bir IP numarasının bulunması da Facebook üzerinden hakaret fiili için hükme esas teşkil edecek bir delil sayılamaz.

Elektronik verilerin delil vasfı kazanması, yine bu verilerin manipülasyon yapılmadan ilgili mercilere sunulması ile mümkündür.

Söz konusu suç ile ilgili savcılığa yazılacak olan dilekçenin yazılması ve özellikle delillerin sunulması avukat tarafından icra edilmelidir. Bu konuda yapılacak hatalar, kovuşturmanın yapılamaması sonucunu doğurabilir.