Siyaset, sadece temsilcilerimizi seçip meclislere göndermek ve ardından diğer seçimlere kadar onları izleyip değerlendirmek olmamalıdır. Her safhada sorgulama yapılarak sürecin içerisinde bulunarak sonuçlar değerlendirilip geri besleme yapılmalıdır. Bulunduğumuz ortamın sorunlarına müdahil olmak, çözüm üretmek veya çözüm önerilerimizi yasal prosedüre göre aktarmak sorumluluğumuz içerisinde olmalıdır. Bu sürece bütün yurttaşların katılmaları halinde olumlu sonuçlara ulaşılabilir.

Siyaset, Şeyh Edebali’ye atfedilen, “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın” sözü, Plato’nun Devlet kitabında ifade edilen siyaset anlayışıyla örtüşür. Yönetme sanatı, beceri ve bilgi ön plana çıkar. Bilgi güçtür. Cumhuriyet, Demokrasi gibi yönetim anlayışlarının güçlenmesi için sürece dâhil olmak önem arz eder. Bütün yurttaşlar, kamusal etkinlik olan siyasette görev ve sorumluluk almalıdır. Hep beraber olmanın yakınlığı ve sıcaklığını elde etmek için katılımın etkin olması gerekiyor.

Siyasette dayanışma, hedefe ulaşmada olmazsa olmazlardandır. Dayanışma, İnsanların birbirine destek olmaya ve karşılıklı yardımlaşmaya hazır olmasıdır. Dayanışma, topluluk için yararlı bir davranışta kendini belli etme halidir. Gerektiğinde ortak yararlardan kaynaklanan birliktelik ve karşılıklı sorumluluk ruhunu oluşturmaktır.

Siyaset alanında, gerçek özgürlüğü, adaleti ve dayanışmayı hakim kılmak sosyal demokrasinin temelidir. Toplumda zayıf kesimlerin sesi olabilmek, haklarını savunabilmek, emeğin değerini bilen dayanışma temelinde yükselen bilinci geliştirmek durumundayız.

12 Eylül’ün toplumda yarattığı siyasete karşı ilgisizliği atabilmek, zorlu bir süreç olsa da aşmak durumundayız. Geçmişin birikim ve tecrübelerini, bugünün ağır sorunlarına çözüm üretmekte kullanarak, toplumu kucaklayan bütünleştiren siyaset anlayışı, geleceğin iktidarı olma yolunu açması mümkündür.