Sağlık çalışanlarımızın nitelikli sağlık hizmeti verebilmeleri için güvenli ve verimli ortamda çalışmaları gerekmektedir. Güvenli ortamın sağlanabilmesi için sağlık çalışanlarımızın çalışma alanı içinde ve dışında güvenliğini sağlayacak gerekli tedbirler alınmalıdır. Özellikle hastane içine silah, kesici ve delici aletle girmenin önlenmesi öncelikli tedbirlerin başında olmalıdır.
Güvenlik tedbirleri başta olmak üzere, alınabilecek her türlü önlem ve destek, tedbir ve uygulamalar tüm sağlık çalışanlarımızı kapsamalıdır. Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarımıza yönelik işlenen suçlar, adli suç yerine kamu sağlığına karşı işlenen suçlar kapsamında olmalıdır. Bu maksatla Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yapılmalıdır.
Sağlık hizmetinin temelinde, kamu yararı ön planda tutularak sağlık hizmetleri yeniden düzenlenmelidir. Sağlık hizmetlerinin standartlığı, OECD ve AB standartlarına göre artırılmalıdır. Toplumumuzda yerleşen itibarsızlaştırma, kin ve nefret ile öç alma kültürünü ortadan kaldıracak eğitim yöntemleri geliştirilmelidir. Esasen sağlık çalışanlarımıza uygulanan şiddet, kin, öfke ve nefret içerikli davranışlar halkımızın sağlık hizmeti alma ihtiyacını tehdit etmekte hatta yoksun bırakabilmektedir.
Sağlık çalışanlarımızın önemi, bu virüs sürecinde bir kez daha anlaşılmıştır. Sağlık çalışanlarımıza karşı uygulanan şiddete karşı meslek örgütleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve hasta yakınları ile birlikte önlemler belirlenmelidir. Sağlık çalışanlarımıza hep birlikte destek olursak etkin sağlık hizmeti alabiliriz.