Yazı başlığı Çivril merkezdeki parklara atfen. Biliyorsunuz çok değil daha üç beş yıl öncesine değin herkesin imrendiği yeşil bir cennet vardı Çivril’in merkezinde. Geçmişi anlatmayayım, yaşayanlar biliyorlar. Biliyorlar ve bugünle kıyaslıyorlar, hüzün içinde! Tıpkı benim gibi.
Bu hafta “sığınmacılar” konulu bir yazı hazırlayayım diyordum, dün şehir merkezinde ki olağan yürüyüşümde gördüğüm, bana bu satırları yazdırıyor.
Hatırlarsınız, önceleri her iki parkta da iki küçük bina vardı. Buralarda çay, kahve servisleri yapılır, insanlar yeşil bir atmosferde kahve oyunları oynar, sohbet ederler, hoşça zaman geçirirlerdi. Hele yaz geceleri, bölge panayır havasındaydı. Bırakın kalabalığın yarattığı ekonomik katkıyı, yarattığı canlılık! Çivril i yaşayan bir şehir kılıyordu her daim. Bu küçük binalar yıkıldı, havuz da keza, ağaçlar yok oldu. Yerlerine dikilenler küçük kaldı, çoraklaştı gitti ortalık. Yapılan düzenlemede, devasa iki ayrı bina peydahladı. Yeşil, betona biraz daha yenildi. Sonrası bu binalar özel işletmelere kiralandı, sundukları ürünler yüksek fiyatlı olunca “gariban” halkımız, özellikle emekliler, yaşlılar soğukta sıcakta buldukları boş banklarda, yeşile hasret, geçmişe hasret, ne geçirirler içlerinden bilmem ama düşünüyorlardır elbet: Bu düzen değişir! Düşünüyorlar mı?
Şikayetler artınca Belediyemiz bir başka çay ocağı binası kondurdu, parkın bir başka köşesine. Önceleri yeşil çimlerin üzerine birkaç masa, giderek artan yoğunluğa yetecek yeni masalar, yeşilde yeni işgaller! Bu yıl Çivril spor klubüne işletmesi verilmiş, bu konuda bir kaç cümleyle katkı yapayım. Spor klubleri, sosyal faaliyet içeren dernekler yerel yönetimlerce desteklenmeli. Özellikle maddi sorunlarına katkı sağlayacak gelir aktarımları yapılmalı, bu doğru, katılıyorum. Beni kızdıran, öylesine sıkışık yan yana konmuş masalar, o dar alana sığmayacak kalabalık için binanın kuzeyine doğru da genişleme gayreti ve yıpranan yeşil çimi örten yeşil renkli bir halıfleks! Denir ya “arabesk” diye. Bu görgüsüzlük nedir böyle? Her yeni yönetici biraz daha kırpıp yok edecek bu parkları. Yeşili, doğayı artık plastik ağaçlarda, yeşil renkli halıfleks lerde, hoparlörlerde kuş sesleriyle yaşayacağız. Yazıktır. Madem spor klubüne katkı sağlamak istiyorsunuz verin o devasa “kafe” denilen binalardan birinin hatta ikisinin işletmesini bu kluplere. Şehir merkezinde, kaldırımlarda ağaç kalmadı parkları da katlediyorsunuz. Gerçekten kızdım. Yaşadığımız şehre ihanettir bu. Ağır bir suçlama biliyorum, üzgünüm, ama bir kez daha yazayım Çivril bunu hak etmiyor.
Ben, gazetede bana tahsis edilen köşemde düşüncelerimi siz okurlarla paylaşırken hiçbir zaman siyasi kimliğimi ortaya koymak istemiyorum, siyasi bir ikbal uğruna da yazmıyorum. Bu şehirde yaşıyorum şehrin, çevrenin sorunlarına duyarlıyım, bu sütunlarda da sonuna dek “kendimce” olumsuzlukları yazacağım.
Seçimler olur, bir ekip kazanır ve Çivril için, Çivril de yaşayan herkes için gereken projeleri hayata geçirir. Siyaset, farklı politikaların uygulanma önceliğini belirler. Çivril parklarının özelleştirilmesi ya da Belediye tarafından işletilmesi “farklı” iki ayrı politika anlayışını sergiler. Özel sektörü seçen siyasi anlayış, umarım gelecek dönemde Çivril li hemşerilerimizce, yerini kamu işletmeciliği yapacağını söyleyen sosyal demokrat bir siyasete sizlerin oylarıyla devreder.
Sağlıcakla kalın.