Bahar ayları yaklaşmakta. Bahar deyince akla ilk önce papatyalar geliyor.

Papatya ülkemize özgü bir çiçek oysa, ana vatanı Türkiye.

İlkbahardan haziran ayının sonuna kadar çiçeğini açar, sonra yaşamına devam eder zahmetsizce.

Yol kenarlarında açması da bundan; su istemez, gönül koymaz su vermezsen de…

Papatyaların telaşsız halleri vardır. sakin beklerler son yaz sabahını.

Artık Aralık ayında bile açacak bir sebep buluyorlar, iklim değiştiğinden…

Papatyaların ana vatanı Türkiye, nicedir görülen en güzel çiçeklerden memlekette.
Kendisine yazılar yazdıran bir güzellikte.

Çok da güzel kokmaz koparılınca,
Faydası çoktur ama, içim almaz koparılmasını yine de.
Öyle zahmetsiz açıveren bu güzellik, insanlara bir mesaj verir;

‘Memleketler içinde hâlâ güzel bir memlekettir Türkiye…’

Zahmetsizce kazanıldı sanırız her karışını, ondan rahatız böyle.

Cahilliğimizi bağışlayın papatyalar, sizi bile ‘koparıldıktan sonra güzel kokar’ diye biliyor google amca.

Hiç koklamamış ki sizi eğilip toprağa.

Vazoya üç beş gün boyunca koyulmanıza aracılık etmiş anca…

Bir gün açmaktan vazgeçersiniz anlarız, papatyalar zahmetsiz açarmış, lütufsu.

Bu demek değildir ki koparabilirsiniz gördüğünüz yerde.

Papatya nezakettir, baharın en sessiz açan çiçeğidir.

Yetişmesi toprağın cömertliğini gösterir, hemen hemen her yerde.

Aylardan papatya gelecek yine, birbirlerini ezmeden, incitmeden boy verecekler birbiri üstüne…