Bir Ramazan günü III. Mustafa’nın veziri Koca Ragıp Paşa’nın konağında oruç üzerine yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet’e hitaben: Senin de borcun var mı Haşmet diye sorar? Evet, efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş.

Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu: Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?

Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış: Paşam, oruç borcunu Tanrı sorar, sizin soracağınız kul borcudur!

Kut’lu bir Ramazan ayının sonuna yaklaşıyoruz. Müslümanların Kutsal kitabı Kur’ân-ı Kerîm, bu ayda indirilmiştir Bir rûhî olgunluk vesîlesi olan oruç ibâdeti, bu aya mahsus bir farz kılınmıştır. Kuran-ı Kerim de bahsedilen tek kandil gecesi olan Kadir Gecesinin Ramazan geceleri içinde olduğu bildirilmiştir Çeşitli ihtiyaç ve mahrûmiyetler içinde kıvranan fakir fukara en çok bu ayın gelişiyle ümit ve sevince bürünürler. Zîrâ zekât, sadaka ve fidye gibi ibâdetler, tebessümü unutmuş nice yüzleri bilhassa bu ayda gülümsetir sevince boğar.

Belediyelerin görevi iftar sofraları açmak değil. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmektir. Yetimlere yardım yapıldı vs. Yardım edenlerden Tanrı razı olsun ama o çocukların Yetim olduklarını yüzlerine vurarak hissettirerek yapılan yardımlar acaba Tanrı katın da kabul olur mu? Ülkemizdeki siyasi partilerin ve Belediyelerin düzenlediği İftar sofraların da başköşelerde oturanlara bakın. İhtiyaç sahipleri mi? Siyasetçiler mi?

Yıllardır Belediye veya kamu kuruluşları İftarlarına gitmem. Biz büyüklerimizden sağ eli ile verdiği sadakayı, sol elinin haberi olmayacak şekilde gizliliğe dikkat edenlerden olmayı gördük öğrendik. Peygamber efendimiz; sadece zenginlerin olduğu, fakirlerin bulunmadığı sofralarda hayır olmayacağını ‘’’Fakirin olmadığı iftar sofrasına yaklaşmayın’’diyerek belirtmiştir.

İnsanımız sofrasında fakirlerin bulunmasını hesap etmeli ya da en azından onların sofralarına katkıda bulunmalıdır. Kur’an’ı Kerim’de fakirlere yemek yedirmek müminin vasfı olarak anlatılır. Bu kutlu ayda dualarınız kabul, Ramazanınız hayırlara sebep olsun.

Geçtiğimiz hafta son yılların en coşkulu 23 Nisan kutlaması yapıldı. Bütün öğrenci ve öğretmenlerimizi kutluyorum. Tek eksik ses düzeninin yetersiz olmasıydı. Öğrenciler kendi sesini bile zor duydu. Protokolun önünde okunan Şiiri, Orotoryoyu protokol duyabildi mi çok merak ediyorum en azından oradaki 2 -3 öğrenciye mikrofon verilemezmiydi? Mahalle arasındaki bir düğünde bir mevlitte bile daha fazla ses düzeni oluyor. Çelenk töreniyle program arasın da 3-5 dakika olunca art arda 2 kere istiklal marşı okundu çoğu kişi olayı anlayamadı çelenk töreni daha erken yapılsaydı veya proğram çelenk töreninden sonra kesilmeden devam etseydi bu kadar dikkat çekmezdi. Türk Milleti olarak art arda 10 kere saygı duruşu ve İstiklal marşını büyük bir şevkle 10 kere okuruz yeter ki proğram yapanlar ben yaptım oldu demesinler.

Esen kalın…