ya da
kızarmış minik ellerinde ki
birbirlerine sımsıkı sarılıp kenetlenmiş kar yuvarlacıklarını
hemen kıyıcığındaki
kaçmaya çalışan kara yağız oğlana
ya da örüklü saçlarını
ne yana savuracağını
bilemediğinden
öylece dikili kalan
çilli yüzlü
kavruk benizli
çelimsiz kıza mi
atayım ikircikliğinde
koşuşturan kalabalığa
sevinçle karışırken
sessizliği yırtan bir zil sesi sonrası
okul avlusunda yapayalnız kalan
kar taneleri
usulca çevirdiler devinimlerini
toprak damlı eskice bir evin tepesinde
peşindeki yurgu taşını
inileyerek çekmeye çalışan ;
saç baş darmadağın
ihtiyar dedeye,
sonrada dam üstünde
elindeki kürekle
birikmiş karları aşağı atmaya çabalayan ak saçlı nineye
sonrada kararsız
belki de hiç istemeden
takıldılar

kendi halinde yürümekte
ve de
ayakları altında ezilen
kar taneciklerinin
çığlıklarına
yüreği sızlayarak
ve de için için ağlayarak
göz yaşlarını
avuçladığı karla yıkayan
susuzluğunu dudaklarına konan karla gideren
elemli bir türkü mırıldanarak yürüyen adamın peşine…