O yine oturduğu yerde hiç kıpırdamadı ve 2-3 gün içinde kuşlar ağızlarında getirdikleri dal parçaları ile yuvalarını yapmıştı bile.

Kumrular onu görüyor, ürkmüyor, fakat odaya biri girince hemen pencereden uçup gidiyorlardı.

Bu durumu fark etti ve hemen makam odasının karşısındaki daha küçük bir odaya yerleşti.

Günler sonra ziyaretine gelen gazeteci Savaş Ay bunu haber yapınca, Ankara’dan telefonlar yağdı.

Her gelen telefonda “Kuşları kovun, pencereyi kapatın, odayı da temizletin” emirleri geliyordu .

“En azından yumurtalar çatlasın, sonra alıp bir yere koyarız” dediyse de dinletemedi.

En sonunda “Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın” dedi. Bu lafından 1 gün sonra kuşlar hisseder gibi kendiliğinden odayı terk etmişti.O ise bu hareketiyle hem devletten hem de halktan alkış almıştı.

O kişi, trafik kazasında hayatını kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Türk Tarih Profesörü Dr. Ahmet Haluk Dursun’du.

Anılarına bir de şunu eklemişti; “Bana yuvayı yık, odana geç” diyenlerin hiçbiri makamında kalamadı ama ben Ankara’ya bakan yardımcısı ve Müsteşar olarak gittim.

Biz bu makamlarda kalıcı değiliz, kuşlar ise hep uçmaya ve yuvalar kurmaya devam edecek…

Çalışırken insanlar bulundukları görevler icabı bazı makamları temsil eder.

Avukat Yiğit. Doktor Aybike. Mühendis Efe, Demirci Alper, Boyacı Aybars vs. vs bunları anlarım !

Çünki o kişilerin meslekleridir onlarla özdeşleşmiştir.

Emekli olunca makamı da sırtına sarınıp gidenlere ne demeli. o makamdan ayrıldıktan sonra kişilere;

Genel Müdür Ragıp, Müdür Hüsnü, Şef Tali, Başkan Velidiye hitapları asla anlayamıyorum.

Bazı kişiler makamlara değer katar.Bazen de makamlar kişilere değer katar…

Bilirmisinizneden cenaze namazının ezanı okunmaz ?

Doğduğumuzda kulağımıza okunan ezan aynı zamanda cenaze namazının ezanı sayılır!

Ölmek doğmakla başlar. Doğan ölecek demektir.

Dünya iki kapılı handır doğunca birinden girer,Öldüğümüzde diğer kapıdan çıkar gideriz.

Bu ölümlü dünya da makam mevki diyerek neyin derdindesiniz ?

Karacaoğlan ne güzel demiş;

Üryan geldim gene üryan giderim.

Ölmemeğe elde hey dost dermanım mı var.

Azrail gelmiş de can talep eyler .

Benim can vermeğe hey dost dermanım mı var.

Esen kalın…