Belki bir veya iki düzine İngiliz ve Fransız savaş gemisi kibirle Çanakkale’ye doğru gelirken Seyit Çavuşun attığı top mermisiyle kırılan düşman gemisinin dümen sistemi yandaki gemilere çarparak domino etkisiyle bütün gemileri mayınlara sürükler Türk mayıncılarının, imkansızlık yüzünden sadece kıyıya yakın yere bıraktığı mayınlara çarpar, O gün Seyit Çavuş’un top mermisiOnlarca gemiyi hareketsiz hale getirmiş İngiliz kibrini, Fransız egosunu yerle yeksan etmiştir.

Savaşın son sürat sürdüğü zamanlarda köy muhtarları haftada bir askerlik şubesinden şehit düşenlerin isimlerini alıp gelir, köydeki caminin kapısına asardı. O gün öyle bir ritüel haline gelmişti ki tüm köylü kaybettiği oğlu, torunu, kocası için sessizce kağıdın gelmesini beklerdi. Okuma bilen biri isimleri okur sonra sessizce dağılırlardı. Orada herkesin içinde ağlanmazdı. Çanakkale şehidi aile için bir şerefti, ağlamak ayıptı. Herkes köşesine çekilip için için ağıt yakardı:”Eledim eledim höllük eledim -Aynalı beşikte bebek beledim- Büyüttüm besledim asker eyledim- Gitti de gelmedi canan, buna ne çare.”

Gece karanlık çökünce savaş durur. Düşmanla aradaki mesafe 8 metre. Aralarındaki her hareketi hissedebiliyorlar. Türk askerlerinin içinde sesi çok yanık bir asker var. Her gece türküler söylüyor. Öyle ki durunca Anzak askerleri alkış tutuyor. Hatta kağıda bir daha söyle diye not yazıp, taşa sarıp karşı tarafa fırlatıyorlar. Sabah yine çatışma tüm hızıyla devam ediyor. Bir gün Anzaklar yine taşa not sarıp atıyor. Türkü istiyor ama söyleyen yok.3 gün sonra gece yine not yolluyorlar. Neden söylemiyor türkü diye. Bizimkiler cevap yazıyor: “Çünkü o askeri 3 gün önce şehit ettiniz.”

Bigalı Mehmet bir hatırasında diyor ki: ‘Gecenin bir yarısı devriye atıyordum. Susadım. Matarama baktım su kalmamış. Şırıl şırıl bir derenin sesi geliyordu. Varıp mataramı doldurup ağzıma diktim. Tuhaf bir tat geldi. İçemedim. Kamp yerime gittim. Ateşin ışığında mataramı boşalttım. Bir de baktım, kıpkırmızı kan doldurmuşum. Öyle çok şehit verirdik ki dereler bile kan olmuş akıyordu.’

Malazgirt Alparslan la, İstanbul’un fethi Fatih Sultan Mehmet Han la anılır. Çanaķkale sanki 3,0 maç kazanmışız gibi yendik diye geçiştirilemez. Çanaķkale;57. Alay, Seyit onbaşı,15 liler Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi kahramanlarla ve kahramanlıklarla doludur.

Mehmet Akif diyor ya : “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı. Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.” Çanakkale de sadece 57. Alayın kahramanlarını yazmaya sayfalar yetmez Hep inandığımız gibi Tengri biz menen, Çanakkale zaferinde de Tanrı bizimleydi. Tanrı Türk’ü korusun.

Esen kalın.