Bazı akşamlar gün batarken bulutları seyrederim.

‘Bir bulut sanki bir başka bulutu klonlamış, rengi zıttına dönmüş.’ diye düşünürüm içimden.

Klonlama demişken de devam edeyim yazıma şöyle gülümseyerekten…

2022 yılında dünyada ilk kez bir kurt klonlandı.

Çin’de 100 günlük haliyle geçtiğimiz ay gösterildi hani bir köpek yavrusunun yanında.

1996 yılında İskoçya’da klonlanan ilk hayvan olan Dolly adlı koyunu da düşünerek çok anlamlı bir söz geldi aklıma:

KOYUN KURTTAN KORKAR ama ONU YİYEN ÇOBANDIR.

‘Bir dahaki sefere bir insana mı geldi sıra?’ diye de sorarım kendi kendime…

Bu güne dek geçen zamanda hangi hayvanlar klonlanmadı hem; tavşanlar mı dersiniz keçiler mi, inekler mi…

Türkiye’de de bir koyun klonlanmıştı meselâ. İsmi Oyalı, Kasım 2007’den Nisan 2012’ye dek mutlu yaşadı.

Oysa Türklerin temsili hayvanı kurttur tarih boyunca.

Ruslar Boz Ayının kendilerini temsil ettiğine inanır.

Ah kim der ki bizi kedi temsil eder diye.

Bir ülke olsam, ben derdim.

Bu söz her hayvan sıralamasına da uyarlanabilir üstelik.

Misâl olarak:

Kedi köpekten korkar, ama onu kovalayan başka bir kedidir.

Kendimizden biliyorum. Kedi miyavlaması eksilmiyor penceremizden…

Bizim ülke hep karışık…

Klonlanan hangi tür ise, onu tanıyan çobandır diyerek bu bahsi kapatalım en iyisi.

Bilim dünyasında kedi klonlaması pek yaygın.

Oysa onlar kendileri başarıyor zaten bu işi.

Bir evde kedilere değer veriliyorsa haber veriyorlar diğerlerine de sanki, ilahi fısıltı gazetesi…

Derken derken, gece olmuş.

Bulutlar çoktan klonlamış birbirini.

Çobanın da ruhu duymadan saniyeler içinde üstelik…

Evcil hayvanlardan sıra yavaş yavaş soyu tükenmekte olan hayvanları klonlamaya geliyor neyse ki.

Kurt, koyun, kuzu…

Bir atasözüne, klonlama dünyasına en yakışan ilk üçlü olur bence kendileri.

Acaba klonlananlar arasında da aynı doğal davranışlar ve atasözleri geçerli mi?

İyi haftalar dilerim.