Daha beter bir şey gelecek diye kalbim korku içinde çırpınırken kapıdan güzel bir çocuk başı uzandı; çocuğun yemyeşil gözleri, simsiyah kaşlarına doğru uzanan upuzun kirpikleri vardı, elleri yerindeki o kapkara şeyler odaya doğru ilerlemeye, güzel başın arkasındaki gövde onları izleyerek emeklemeye başladı ve gürüldeyerek yanan sobanın yanına gelip durdu.

Biraz sonra kapıda tahta bir beşik belirdi. Beşiğin üzerinde yanıp delik deşik olmuş bir yorgan örtülü…Beşik tıngır mıngır sallanarak kapıdan girdi. Yanık bir dala benzeyen bir şey yorganı araladı. Beşikte çocuğa benzeyen bir şey vardı. O şey orta yerinden beşiğe sıkıca bağlanmıştı. Yorganı aralayan el ipe uzanıp çözdü. Usulca yere inip dikeldi. Yemyeşil iri gözlerini odada gezdirdi. Odanın karşı köşesindeki divanda yatmakta olan ihtiyar kadını görünce güzel kaşları öfke ile çatıldı. İri yeşil gözleri hınçla kısıldı. Sonra sobanın yanında bekleyen bebeği görünce yüzünde belli belirsiz bir gülümseme görünüp kayboldu. Küçük, minicik adımlarla yürüyüp sobanın öbür tarafına geçip duvara sırtını yaslayıp çöktü.

İkisi de gözlerini yatağa dikip yataktaki ihtiyar kadını beklemeye başladılar.

Odanın karanlığı yerini aydınlığa bırakmaya hazırlanırken ihtiyar kadının yatmakta olduğu divan gıcırdadı, divan gıcırtılarını duyan yorgan şöyle bir kıpırdadı. Yorganın baş ucundan önce uçmaya hazır kuş tüylerine benzeyen apak olmuş saçlar, arkasından kırış kırış bir alın, en sonra da minicik kıpır kıpır iki göz belirdi. Sonra sıcak yorganın altından istemeye istemeye uzanan bir kol perdeyi araladı. Aralanan perdeden içeri sızan aydınlıktan tırsan karanlığın bir bölümü açık olan kapıdan kaçarken, kaçamayanlarda divanın altına saklandı.

Sobanın iki yanındaki, biri emekleme durumunda öbürü çömelmekte olan iki bebek sobanın arkasından bakışıp işaretleştiler.

İhtiyar kadın sırtına hırkasını geçirip, sobanın üzerindeki ıbrığı alıp odadan çıktı. Biraz sonra dirseklerine kadar sığalı, soğuktan hafifçe kızarmış ıslak elleri, çıplak ayakları ile geldi. Gelirken kapının arkasındaki çivide asılı havluyu alıp sobanın yanına gelip hem kurulanmaya hem ısınmaya başladı. Isınınca divanın yanında duran sehpadaki seccadeyi alıp serdi. Tam ellerini kulaklarına doğru götürüp niyetlenmek üzereyken sobanın yanında bekleşen iki bebek hızla kadına yaklaşıp biri eteğinden öbürü hırkasından çekip sobaya doğru devirdiler. Kızgın sobadan kuş tüylerine benzeyen saçların çızıltısı odadan taşıp sokağa doğru yayılırken, ihtiyar kadıncağızın feryadı yeri göğü yıkarken iki bebek çığlığı çın çın ötüp yıldızlara doğru savruluyor, tahta beşik tıngırdayarak uzaklaşıyordu…

Çığlıklar, tahta beşiğin tıngırtıları, çocukların sevinç haykırışları üzerine kan ter içinde uyandım.

Baktım, anamın yattığı divanın üzerindeki yatak, koynunda sakladığı ihtiyarın belli belirsiz soluklarına uyarak usul usul inip kalkıyordu.