Bunun anlamı; çalışılan ayı takip eden aybaşından önce işçinin ücret talebinde bulunması halinde işveren ödeme yapmak zorunda değil. Ancak Borçlar Kanunu’nda yer alan avans düzenlemesi bu genel kuralın dışında ve gerek işçilerin gerekse de işverenlerin bu noktada dikkat etmesi gereken hususlar var.

Avansın Bazı Şartları Var

Avans ödenmesi ile ilgili İş Kanunu’nda herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Ama Borçlar Kanunu’nda avans ile ilgili kısa bir düzenleme mevcut.

1- İşçinin zorunlu bir ihtiyacı olmalı: İşçinin avans talebinin işveren tarafından karşılanmasında en fazla tereddüt edilen unsur ihtiyacın zorunlu olup olmadığının tespitidir. Nitekim işçi işvereni yanıltmak suretiyle avans talebinde bulunabilmektedir.

Örneğin; işçiye kredi kartı borcu nedeniyle ödeme emri ya da haciz gelmiş olması, kendisinin veya ailesinin acil bir sağlık sorununun olması gibi durumlar zorunlu ihtiyaç olarak kabul edilebilir. Ancak işçinin evine televizyon almak için avans talep etmesi halinde zorunlu bir durum olmadığından işverenin bu talebi karşılama mecburiyeti de yoktur.

2- İşveren avansı hakkaniyet gereği ödeyebilecek durumda olmalı: Avansın talep edilmesi noktasında zorunlu bir ihtiyacın bulunması tek başına yeterli değil. Ne kadar zorunlu bir durum olursa olsun eğer ki işveren maddi olarak zor bir durumdaysa, hatta işçinin ücretini dahi ödemekte zorlanıyorsa avans vermekle de yükümlü tutulamaz.

3- İstenen avans işçinin hizmetiyle orantılı olmalı: Avans ödemesi ile ilgili bu şart farklı şekilde yorumlanmakta. Bir görüşe göre işçiye avans ödenirken işçinin işyerindeki toplam kıdemi göz önünde tutulmalı. Örneğin, henüz işe yeni girmiş bir işçinin avans talebi uygun değildir. Yani işçi işe girer girmez hemen avans isterse işveren reddedebilir. İkinci görüşe göre ise bu şart her ay için ayrı ayrı dikkate alınmalı ve ancak ay içinde çalıştığı günlerin toplamı kadar avans talep edilebilir. Kanımızca avans talep ederken her iki görüşünde göz önünde bulundurulması yerinde olacaktır.

Avans Ödenmezse Ne Olur?

Avans ödenmesine ilişkin hükümlerin İş Kanunu’nda yer almaması, ödenmeme/talebi karşılamama halinde ne gibi sonuçların olacağı noktasında tereddütlere neden olmakta. Peki talep edilmesine rağmen işveren avans vermezse ne olur?

Böyle bir durumda işçinin avansı zorla alması veya avans vermeyen patrona ceza uygulanması gibi bir durum yok. Yani her ne kadar Borçlar Kanunu’nda işverene şartlar sağlanması halinde böyle bir yükümlülük verilmişse de cezası olmadığı için uygulanması sıkıntılı bir durum ortaya çıkıyor.

Hal böyle olmakla birlikte iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi noktasında avans ödenmemesinin bazı sonuçları bulunuyor. Nitekim avans alamayan işçi bunu gerekçe göstererek iş sözleşmesini derhal haklı olarak feshedebilir. Ancak bunun için yukarıda saydığımız üç şartın gerçekleşmesi gerekli.

Eğer işçi bu şekilde iş sözleşmesini feshederse ve 1 yıldan fazla çalışması da varsa kıdem tazminatına da hak kazanır.

Avanstan Prim Kesilecek mi?

Ödenen avansın ödendiği ayın prime esas kazancına dahil edilip edilmeyeceği önemli bir husus. Ödenen avans, işveren tarafından bir sonraki ayın ücretinden mahsup edileceğinden nihai ödeme niteliği taşımaz. Bu sebeple de ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazancına dahil edilmemesi gerekir.

​Bununla birlikte şayet avans ödemesi yapılan işçi ödeme yapılan ayda işten çıkmış ve mahsup/iade işlemi yapılamamışsa bu durumda ileride sorun yaşamamak için yapılan avans ödemesinin brüt ücrete dahil edilerek prim hesaplanması gerekir.